(13.01.2010)" />" />
Ekofeminizm, kadın ve doğa üzerine düşünen bir yaklaşımdır. Ekoloji ve feminizm kavramlarını birleştiren bu yaklaşıma göre, kadının ve doğanın baskı altına alınarak araçsallaştırılmasında koşutluklar bulunmaktadır. Ekolojik sorunlara yol açan uygulamaların kökeninde erkek-egemen kültürün paradigmalarıyla ekonomik, bilimsel ve toplumsal yapılarının olduğunu ileri süren Ekofeminizm, bu yapıların kadınlar üzerinde de tahakküm kurduğunu savunmaktadır. Ekofeminist yaklaşıma göre; bu yapılar ve bakış açıları, düalist düşünsel gelenekten kaynaklanmaktadır. Kadın-erkek, doğa-kültür gibi ikilikler yerine bütüncül ve ilişkisel bir alternatif düşünce öneren Ekofeminizm, bu amaçla tarihsel ve kültürel süreç içerisinde ekolojik sorunların ve kadına yönelik baskıcı uygulamaların izini sürmektedir. Kadın değerlerinin ön planda olduğu dönemlerin bakış açılarının değerlendirilmesi, kadın ve doğa bağlamında ortaya çıkan sorunların anlaşılmasında ve bu sorunlara çözümler bulunmasında işlevsel olmaktadır. Erkek-egemen kültürün baskın olmadığı eski dönem topluluklarının doğa-kültür birlikteliğine dönük pratiklere ve yaklaşımlara sahip olduklarını belirten ekofeminizm, bu dönemlerin düşünsel dünyasından yararlanmaya çalışmaktadır. Bu yönde yaklaşımların izinin mitolojiden, efsanelere kadar kültürel ürünlerde yer alacağı açıktır. Doğaya ve kadına dönük yargıların olumlu olarak değerlendirilebilecek yanları yanında bu yargılarda meydana gelen değişim ve dönüşümler de kültürel ifadelerin bu yönde yorumlanmasıyla açığa çıkarılabilecektir. Bu çalışmada Ekofeminist düşüncenin yaklaşımları ışığında Türk kültüründe ev ve çöp ilişkisi değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmamızda “çöp”, kavramsal anlamda sadece bir atık ve kirlilik olmanın ötesinde ele alınmıştır. Kapsamı genişletilerek ekolojik sorunların evdeki yansıması olarak ele alınan “çöp” ve “kirlilik” kavramları gibi “ev” kavramı da farklı bir bağlamda değerlendirilmiştir. Bu kavramların gündelik anlamlarının ötesine taşınarak oluşturulmaya çalışılan “ekolojik mercek” vasıtasıyla Türk kültüründe bu kavramlar kapsamında kadın ve doğa temalarını çözümlemeye çalışmak, çalışmamızın temel amacını oluşturmaktadır. Bu bağlamda Türk kültürünün kadim içeriklerinde yer alan doğal varlıklara içsel bir değer atfeden kültler gibi, her bir varlığın saygı duyulması gereken değerler olduğuna dönük yargının, kültür-doğa etkileşiminde ekolojiyle kurulan ilişkinin bütüncül yapısının bir birikim olarak kültürel bellekte kodlanmış olduğuna dönük varsayım çalışmamız için temel belirleyicidir. Geçmişte ve anda doğaya ve kadına yönelik bakış açılarının karşılaştırılmalı incelenmesi, doğaya ve kadına uygulanan tahakkümün kültürel süreçte açığa çıkma biçimlerini yorumlamayı olanaklı kılmaktadır. Bu çalışmada kültürel bellekte saklanan ve belli dönemlerde sergilenen pratiklerde açığa çıkan doğayla uyumlu bir yaşam şeklinin kültürel kodlarının değerlendirilmesiyle doğaya ve kadına dönük yaklaşımlar Türk kültürü özelinde incelenmektedir. Bu çerçevede ilk olarak Ekofeminist kuramın yaklaşımları betimlenmektedir. Daha sonra Türk kültüründe anaerkil dönemin inanç ve pratikleri sunularak oluşturulan kavramsal şema ile Ekofeminist düşüncenin görüşleri aracılığıyla kültürel yapıda içerildiğini düşündüğümüz doğaya ve kadına dönük bakış açıları yorumlanmaktadır. Bu amaçla vermiş olduğumuz güncel örneklerle eski dönemlerde doğa-kültür ilişkiselliğinden ortaya çıkmış olan ortak-yaşamcı ve animist yaklaşımların kadın pratiklerini ve bakış açılarını ne şekilde belirlemiş olduğu tespit edilmeye çalışılmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 17 Sayı: 130 |