قد تحوّلت عقليةُ الاستهلاك مع الإسراف والتبذير إلى نمط حياة في عالمنا الحديث. إن نقطة الانطلاق الأساسية للعقلية القائمة على الإنتاج
والاستهلاك في العالم الحديث منشؤها احتياجاتٌ افتراضية أو وهمية وتشجيع المشترين على التسوُّق والاستهلاك بوسائل مختلفة كالموضة والدعايات. وتكون
استراتيجية التسويق مرتكزة على مهارة بيع المدفأة أو السخّانة لأهل البادية وبيع البرادات لمن يسكن القطب. وفي النتيجة لم تكن الوظيفية في زماننا هي
الأصل في الأشياء بل ما منحته من موقع أو مكانة واعتبار أو ما يتوصل إليه بهذه الطريقة من احترام وجلب للانتباه. وهذا له أثره في تفعيل المصروفات التي
تبذل في غير موضعها. وفي نتيجة ذلك يكون قد تكوّن النَّموذج الإنساني الطمّاع الذي لا يشبع والحريص على جمع المال والدنيا ومن له الفضول في الرياء،
والأهمّ من ذلك أنّ هذا الإنسان غير سعيد، ويتراوح ما بين الإنتاج والاستهلاك بلا روح تماماً، كالمكائن والآلات. وبطبيعة الحال أثّرت هذه العقلية سلبيًّا
في العالَم المعنويّ والعلاقات فيما بين الناس. في هذه المقالة سيتم التطرق إلى علاقة الإنسان بالأشياء أي المادة في منظار القرآن والسنة، وسيكون التقييم من
هذه الناحية للاستهلاك الذي طورته العقلية الحديثة. هناك حاجة في يومنا إلى عقلية تقوم بتوجيه مفاهيم مرتبطة بواقع خلق الإنسان )الفطرة( مثل الحلال
والعفة والقناعة والانفاق والاحسان وإعادة تفعيلها في منظومتنا القيمية.
Modern ekonomik düzen, kendi kategorilerine göre ‘geri kalmış’ ya da ‘üçüncü dünya’ olarak
belirlediği ülkelerin kaynaklarını sömürmeyi; düşük maliyet, yüksek kâr peşinde olan üretici ve
düşük bedel, maksimum fayda arayışındaki tüketiciyi; sermayeye köle işçiyi, ilahlaştırılan reklam
ve moda araçlarının esir aldığı tüketicileri ifade eder. Günümüzde, özellikle insanların üretilen
mala olan tutkusunu tahrik eden ve ‘çöldeki adama ısıtıcı, kutuplardakine klima ya da buzdolabı
satabilme’ stratejisi üzerine oturmuş olan pazarlama zihniyeti, bilimsel tetkiklerle tespit edilen
eğilim ve zaafları merkeze alan reklam araçlarının da gücüyle, sanal olarak öne çıkarılan ve putlaştırılan
rol modellerin tercihlerinin topluma pompalanmasıyla sun‘î ihtiyaçlar oluşturup tüketimi
bir yaşam biçimi hâline getirmeyi başarmış gözükmektedir. Reklam, moda, defile gibi tüketimi
hızlandıran ve üreticinin ağına düşüren araçların maliyeti de müşteriye yüklenmektedir. Eşyada
asıl olan işlevsellik iken bugün statüyü ölçen araca dönüşmesi, savurganlığı yaşam biçimi hâline
getirmiş, bir tarafta açlıktan ölen diğer tarafta obezite sorunu yaşayan, zevk ve eğlenceden dört
köşe insan görüntüleriyle çelişkileri normalleşmiştir. Modern kapitalist düzenin sermaye olarak
kullanabileceği her şeye yönelmesi ya da insanları yöneltmesi, en mahrem alanları bile sermaye ya
da tüketim konusu yapabilmesi, her şeyin çığırından çıktığını ve sözün bittiği son noktayı göstermektedir.
İnsan bedeninin bile tüketime açıldığı bir dönemde yaşamaktayız. Bugün, unutulan ve
insanın yaratılış gerçekliğine (fıtrat) bağlı helal, iffet, kanaat, infak, ihsan gibi kavramların yeniden
devreye sokulmasına ve bunların yön vereceği bir zihniyete ihtiyaç vardır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2015 |
Gönderilme Tarihi | 20 Kasım 2015 |
Kabul Tarihi | 20 Aralık 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 1 |