Ahlak, insan tabiatının kuvveleri olan akıl, gazap ve şehvetin itidal üzere veya şehvet ve gazap kuvvelerinin aklın emrinde olması durumudur. Filozofları buna adalet kavramı adını vermişlerdir. Bir eylemin ahlakî adlandırılabilmesi için onun toplum içinde ve isteyerek yapılması gerekir. Ahlakın bireysel olduğu kadar toplumsal yönü de vardır. Ahlakî ilkelerin kalıcı olabilmesi için onların bir sosyal ortamda ve örnek eğitimciler tarafından öğretilmesi lazımdır. İnsanları bireysel anlamda iffet, mertlik ve hikmet çizgisinde, toplumsal anlamda ise adalet ve istikamet yolunda tutmaya çalışanlar peygamberler olmuştur. Onlar insanlığa her alanda önderlik etmek üzere gönderilmişlerdir. Dolayısıyla peygamberlerin insanlardan farklı niteliklere sahip olması doğaldır. Çünkü onlar insan ile Allah arasında irtibatı sağlayan kişilerdir. Getirdikleri bilginin kabul edilebilmesi ve örnek alınabilmesi için peygamberlerin güvenilir, masum ve hikmet sahibi olmaları gerekir. Zira ahlakî prensiplerden hareketle nübüvvetin ispatlanması önemli bir konudur. Bu nedenle âlimler, ahlakın temel ilkelerinden hareketle peygamberlerin sıfatlarını ismet, emanet, doğruluk, fetanet ve tebliğ olarak tanımlamışlardır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Yazıları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ekim 2022 |
Kabul Tarihi | 16 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 15 |