Baranta genel mânâda Orta Asya Türk topluluklarında bir hukuksuzluğa karşı örf ve adetler dâhilinde yağma maksatlı yapılan akın olarak tanımlanabilir. Bu âdet modern zamanlara kadar Kazak ve Kırgız Türklerinin kültürlerinde devam etmiş, daha sonra değişen hukukî normlarla beraber etkisini yitirmiştir. Batılı birçok araştırmacının yanlış olarak çapul ve hırsızlık şeklinde tanımladığı baranta, Türklerin aynı zamanda günlük yaşam pratiğini de yansıtan bir gelenektir. Esasen bozulan adaleti tekrar tesis etmenin ve gayrimeşruluğu gidermenin bir yolu olarak görülmektedir. Barantanın şartlarının oluşabilmesi için belirli sebeplerin olması gerekirdi. Bunların arasında en önemlileri; törenin dışında fiillerde bulunmak, hırsızlık, tahkir ve adam öldürme gibi eylemlerdi. Söz konusu hukuksuzluklara ilişkin yargı yoluyla da bir çözüme varılamazsa kanunen haklı tarafın hakkını baranta yoluyla elde etmesine müsaade edilirdi. Baranta hadisesi bugüne kadar Türk araştırıcıları yeterince meşgul etmeyen bir konu olarak kalmıştır. Buna karşılık başta Rus araştırmacılar olmak üzere pek çok Batılı yazar söz konusu hadiseye sathî ve menfî yorumlarla dâhil olmuştur. Halbuki baranta hadisesi çağının bağlamından uzak değerlendirilmemesi gere- ken, meşru hukuk normları dâhilinde ele alınması gereken bir gelenektir. Çalışmamızda kaynaklarda ortaya çıkan malumat ve araştırıcıların baranta geleneğine ilişkin görüş ve tartışmaları üzerine genel bir bakış sunmaya çalıştık. Bununla birlikte kaynaklarda verilen bilgileri değerlendirirken tarihçilik mes- leğinin en temel şartı olan tenkit ilkesini göz önünde bulundurarak malumatı eleştirel okumadan istisna tutmadık.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Orta Asya Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 9 Sayı: 1 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |