Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar Iskat-ı cenin (çocuk düşürme), devletin din ekseninde (Şer’i hukuk) kapsamında ele aldığı konulardan biri idi. İslamiyet diğer dinlerde olduğu gibi çocuk düşürmeyi kesinlikle yasaklamış, ancak bazı fıkıh ekollerinde annenin hayatı tehlikede ise cenin 40 veya 120 günlük iken alınmasına müsaade edilmişti. Bununla birlikte Tanzimat sonrasında Osmanlı Devlet anlayışındaki ve uygulamalarındaki değişim ile birlikte toprak kayıpları, meselenin farklı şekillerde ele alınmasını zorunlu kıldı. Süregelen savaşlar ve sonucunda yaşanılan kayıpların yanı sıra nüfusun ve yoğunluğunun azalmasına neden olan diğer önemli etkenler ise yaşanan salgınlar ve olumsuz yaşam koşullarıydı. Bu nedenle devlet, ıskat-ı cenin meselesini, daha dünyevi bir alanda ve ihtiyaçları (asker-vergi) ekseninde ele almaya başladı. Bunu yaparken de nüfusun sadece sayısal çoğalmasıyla değil daha sağlıklı ve nitelikli olması yönüyle de ilgilenmekteydi. Bu bağlamda hiç şüphesiz resmi söylemde, kadının ve rolünün tanımlanmasında doğurganlığına toplumsal-siyasal bağlamda daha çok vurgu yapıl- maktaydı. Ancak sorunun, devlet adamları tarafından ele alınmasında ve ıskat-ı ceninin önlenmesi için öne sürülen gerekçelerde “günah” vurgusu dolayısıyla dini motiflerin kullanımı sürekli ön planda olacaktı. Bu noktadan hareketle çalışmamızda ıskat-ı cenin konusu, devletin nüfus politikaları çerçeve- sinde belgelere yansıyan vakalarla birlikte ele alınmaya çalışılacaktır.
Osmanlı İmparatorluğu Şer’i Hukuk Nüfus Politikası Çocuk üşürme
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yakınçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 7 Sayı: 2 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |