Sanat terapisi modern zamanların icadı değil; kökleri antikçağa kadar uzanan evrensel bir terapi yöntemidir. Mağara duvarlarına resim çizmek, ölüleri mumyalamak, tören maskeleri oymacılığı yapmak, parşömenler üzerine resim çizmek, modern zamanlarda grafik çizmek, resim yapmak, hamur ve çamur maddeleri kullanarak bir takım biçimler yaratmak hep sanatla terapinin tarih boyunca süregeldiğini gösteren örneklerdendir. Sanatla terapi, ruhun realitesini biçim ve çizgilerle yansıtarak hastayı tedaviye odaklanmış iken, onun düşünsel temelini oluşturan sanat, doğrudan doğruya sürrealizm, ekspresyonizm, fenomenoloji ve varoluşçulukla ilgilidir. Tik ile bağlantısı da ayrıca vurgulanmalıdır. Bu felsefi boyutlar bilinmeden, konusu salt insan olan sanatla terapinin anlaşılması ve uygulanması resmin, çizgilerin ve biçimlerin, düşünsel ve büyüsel derinliğini kavramaya yetmeyecektir. Çünkü sanat, sıradan olanı, sıra dışı deneyime çevirmenin yoludur. Bir bilme ve ruhsal olanı yansıtma yöntemi olarak sanat, eğer terapi ile iyileştirmek gücüne sahipse, o zaman gerçekten insan için bilmenin ve kendini gerçekleştirmenin en iyi yolu sayılabilir. Sanat, insanın sonsuz çelişkileri ile bireysel içgüdüsel dürtüleri ve toplumun talepleri arasında uzlaşma sağlamasına yardımcı olur. Fenomenoloji, XX. yüzyıl psikolojisine çok derin tesiri olan çağdaş bir felsefe akımı olarak, varoluşçuluk, aksiyoloji ve epistemoloji kuramları ile psikoloji-sanat ve sanat-sanat terapisi arasındaki doğal ilişkiyi vurgulayan eleştirel bir felsefi yöntemdir. Dolayısıyla sanatla terapi, çok bileşenli felsefi boyutları olan bir yöntemdir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çağdaş Felsefe, Eskiçağ Felsefesi, Felsefe Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 6 Sayı: 1 |
Adres: Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi 07058 Kampüs, Antalya / TÜRKİYE | E-Posta: mjh@akdeniz.edu.tr |