Günümüzde, etnik veya dini ilişkilerde gerilimlerin arttığı ve yayıldığı bir ortamda, yok olma tehlikesi altındaki diller konusu üzerine bilimsel çalışmalar yapılması, çağın hem teorik hem de güncel bir sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dil ölümünün başladığı veya gerçekleştiği her yerde doğal afetler haricinde; siyasi, kültürel ve hatta dini açıdan baskın güç olan bir toplum ve onun karşısında, değişik uygulamalar sebebiyle kültürel kimliğini, çoğu zaman dinini ve nihayet dilini yitirmeye başlayan toplumlar vardır. Çeşitli durumlarda ve aşamalarda gösterilen dil ölümünün başlangıcı, dilin, doğal konuşurlarını savaş, doğal afetler ve sürgünler etkisiyle fiziki ya da biyolojik olarak yok etmesi sonucunda meydana gelir. Fakat bu ölüm insanların biyolojik ölümü ile sınırlı olmaz. İnsanlar hayatta kalırsa dilleri de hayatta kalır diye bir genelleme de yapılamaz. İnsanlar yaşarken de diller yok olabilir yani ölebilir, öldürülebilir. Dolayısıyla bu araştırma makalesinde çeşitli nedenlerden ötürü yok olma tehlikesi altında olan Güney Sibirya Türk lehçelerinden Altay, Tuva, Hakas ve Şor dilleri üzerine Sovyetler döneminden günümüze kadar ele alınmış bazı bilimsel çalışmalar derlenerek incelenecektir.
“Güney Sibirya Türk Lehçelerinin Yok Olma Tehlikesi Üzerine” başlıklı çalışmanın yazım sürecinde bilimsel kurallara, etik ve alıntı kurallarına uyulmuş; toplanan veriler üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmamış ve bu çalışma herhangi başka bir akademik yayın ortamına değerlendirme için gönderilmemiştir.
Nowadays, in an environment where tensions in ethnic or religious relations are increasing and spreading, scientific studies on the subject of languages under the threat of extinction appear as both a theoretical and actual problem of the age. Wherever language death begins or occurs, apart from natural disasters, there is a society that is the dominant power politically, culturally, and even religiously, and against it, there are societies that, due to various practices, begin to lose their cultural identity, often their religion and finally their language. The onset of language death, which is manifested in various situations and stages, occurs when a language physically or biologically destroys its natural speakers through war, natural disasters, and exile. But this death is not limited to the biological death of humans. It cannot be generalized that if humans survive, so do their languages. Languages can also disappear, that is, they can die or be killed while people live. Therefore, in this research article, some scientific studies on Altai, Tuva, Khakas, and Shor languages, which are among the South Siberian Turkic dialects in danger of extinction due to various reasons, from the Soviet period to the present day will be compiled and analyzed.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kuzey-Doğu (Altay, Hakas, Tuva, Saha/Yakut) Türk Lehçeleri ve Edebiyatları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 23 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
MANAS Journal of Social Studies (MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi)