Kimlik, bireye toplum tarafından dayatılan ve birey tarafından kabul görerek içselleşen bir algı formudur. Erkeğin ayrıcalıklı kimliğe sahip olması, kadının ise ondan daha aşağı ve daha az haklara sahip kimlik unsurlarıyla kuşatılması feminist paradigmanın problematik alanında yer almaktadır. Kadına ve erkeğe dayatılan bu kimlik sürecinin ise mekân ile ayrılmaz bir ilişkisi bulunmaktadır. Bu çalışma kadın kimliğinin oluşmasında mekânı ön planda tutarak, süper kadın kimliği üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, Michael Patrick King tarafından yönetilen ve 2010 tarihinde gösterime giren Sex and the City 2 filmi inceleme alanı olarak seçilmiş ve bu filmde yer alan dört kadın karaktere ‘süper kadın’ kimliği üzerinden niteliksel bir analiz yapılmıştır. Çalışma, filmdeki kadın kimliği ve mekân arasındaki ilişkiyi feminist medya çalışmaları temelinde ele almaktadır. Çalışmada süper kadın kimliği, kadın-kimlik ve mekân ilişkileri çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmede New York ve Abu Dabi şehirleri kadın kimliğini belirleyen temel mekânlar olarak kabul edilmiş ve iki şehir arasındaki kadın kimlikleri ve davranış şekilleri incelenmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular neticesinde New York ve Abu Dabi şehirlerinde yaşayan kadın kimliklerinin inşa edilmesinde mekân unsurunun ön planda olduğu ortaya çıkarılmıştır. Bunun yanında filmde kadınların her ne kadar Süper Kadın olarak sunulmasına karşın, filmin alt metninde Castells’in meşrulaştırıcı kimlik unsuru içine yerleştirilmesi dikkat çekmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Ocak 2021 |
Gönderilme Tarihi | 16 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
MANAS Journal of Social Studies (MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi)