The Middle East was the scene of intensive influence struggle between the United States and the Soviet Union as two superpowers during the cold war. As soon as Eisenhower took the office as president, USA managed to combine the countries known as "Northern Zone" in order to have the direct effect and also USA tried to prevent its rival "Soviet Union from leaking into the Middle East region. Turkey had a leading role in the establishment of this pact and it followed an active policy so that this formation could be accomplished. Since the foundation of the Republic, this new role that Turkey took over has caused it to direct interest in the Middle East Region and the Arabic countries in such an intense way for the first time. Moreover, this policy in general caused a hostility against Turkey in the Middle East. In spite of the intensive opposition stance of the countries in the region, an international organisation named ‘Baghdat Pact’ was set up; however, this pact was not long-lasting in the sensitive balances of the Middle East, and it possessed an insignificant foundation quality by changing its name and structure in a short time
Soğuk Savaş döneminde Ortadoğu, iki süper güç olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyetler Birliği’nin yoğun nüfuz mücadelesine sahne olmuştur. ABD; Eisenhower’ın başkan olmasıyla birlikte rakibi Sovyetler Birliği’nin Ortadoğu bölgesine sızmasını önlemek için ve kendisi bölgede doğrudan etki gösterebilmek amacıyla “Kuzey Kuşağı” olarak adlandırdığı ülkeleri savunmaya yönelik siyasi pakt içerisinde bir araya getirme çabasına girmiştir. Türkiye, bu paktın kurulmasında öncü bir rol üstlenmiş ve bu oluşumun hayata geçmesi için Ortadoğu’da aktif politika izlemiştir. Türkiye’nin üstlendiği bu yeni rol cumhuriyetin kuruluşundan itibaren ilk kez Türkiye’nin ilgisini bu kadar yoğun biçimde Ortadoğu bölgesi ve Arap ülkelerine yöneltmesine neden olmuştur. Bununla birlikte bu politika, genel olarak Ortadoğu’da bir Türkiye karşıtlığının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bölge ülkelerinin ağırlıklı olarak yoğun muhalif tutumuna karşın “Bağdat Paktı” adıyla uluslararası bir örgüt kurulmuş ancak Ortadoğu’nun hassas dengeleri içinde pakt uzun ömürlü olmamış ve kısa süre içinde ad ve yapı değiştirerek silik bir kuruluş niteliğini almıştır
Diğer ID | JA28NM45HM |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Temmuz 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 5 Sayı: 3 |
MANAS Journal of Social Studies (MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi)