The sense of trust is an important reserve on the basis of social relations. Trust can become a decisive force regulating social relations when in our everyday life, on the great turns of our lives, in difficult times and in many ordinary and extraordinary situations. Trust, outside the interest of some philosophers or thinkers, has been a topic of interest to some disciplines such as sociology, psychology, political science and economics since about half a century ago. In addition, trust has become an important topic of social science in Europe and America and ıt has emerged a wide range of literature on trust. It has increased interest in trust that some of the international research companies have conducted surveys on trust in most countries too. However, the results of the trust surveys conducted are not "reliable" according to some social scientists. This judgment, which also constitutes the claim of this study, draws attention to the need to rethink the methodological aspects of trust surveys. Therefore, in this study, the issue of trust will first be discussed in the context of social relations, and the issue of making trust a matter of social sciences will be discussed. It will be criticized methodology of trust surveys in the context of trust question, cultural separation of societies, homogeneous/heterogeneous society differentiation and trust types after a panoramic framework of trust is presented
Güven duygusu, toplumsal ilişkilerin temelinde bulunan önemli bir rezervdir. Gündelik yaşamımızda, hayatımızın büyük dönemeçlerinde, zor zamanlarda ve daha birçok olağan ve olağanüstü durumlarda güven, sosyal ilişkileri düzenleyen temel belirleyici bir güç haline gelebilmektedir. Güven konusu, bazı felsefecilerin veya düşünürlerin kısmen ilgilenmesinin dışında, yaklaşık yarım asırdan bu yana sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi ve ekonomi gibi bazı disiplinlerin ilgisine mazhar olmuştur. Ayrıca güven konusu Avrupa ve Amerika’da sosyal bilimlerin önemli bir konusu haline gelmiş ve güven ile ilgili geniş bir literatür oluşmuştur. Güvene duyulan ilgi, bazı uluslararası araştırma şirketlerinin çoğu ülkede yaptığı güven araştırmaları vesilesiyle de artış göstermiştir. Ancak yapılan güven araştırmalarının sonuçları, bazı sosyal bilimcilere göre “güvenilir” bulunmamaktadır. Bu çalışmanın iddiasını da oluşturan bu yargı, güven araştırmalarının metodolojik açından yeniden ele alınması gerekliliğine dikkat çekmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada, güven konusu öncelikle toplumsal ilişkiler bağlamında ele alınacak ve güvenin sosyal bilimlerin konusu haline getirilmesi tartışılacaktır. Güven konusuna ilişkin panoramik bir çerçeve sunulduktan sonra güven araştırmasının metodolojisine yönelik güven sorusu, toplumların kültürel ayrışması, homojen/heterojen toplum farklılaşması ve güven çeşitleri bağlamında eleştiriler getirilecektir
Diğer ID | JA22PZ62JA |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2018 |
Gönderilme Tarihi | 1 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 7 Sayı: 2 |
MANAS Journal of Social Studies (MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi)