Yüzyılın başından beri Çin’in yükselişi küresel tartışmalara yol açmıştır. Bugün, Çin’in uluslararası jeopolitik üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Bu bağlamda ekonomik anlamdaki büyümesi ile siyasi zayıflığı arasındaki paradoks, Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC)’nin politikalarını önümüzdeki dönemde daha agresif hale getirebilir. Özellikle son 10 yılda sessiz bir şekilde ekonomik büyümesi ile dikkat çeken Çin, küresel rekabette daha hissedilir hale gelmektedir. Esasen, Çin’in ekonomik ve teknolojik anlamda yükselişi, askeri modernizasyonunu da hızlandırmasını sağladı. Bu gelişmeler 9,6 milyon kilometrekarelik yüzölçümü ile Kanada ve Rusya’dan sonra dünyanın üçüncü büyük ülkesi olan Çin’in, Asya’da tehdit olarak görülmeye başlamasına yol açmıştır. Nihayetinde 6 Ekim 2021 tarihinde Tayvan Savunma Bakanı Chiu Kuo cheng, Çin ile Tayvan ilişkilerinin son kırk yılın en gergin ve en kötü döneminde bulunduğunu ifade etti. Bakan Chiu Kuo cheng, ayrıca Çin’in 10 yıl içerisinde Tayvan’ı tamamen işgal etme kabiliyetine sahip olacağını söyledi. Çin Halk Cumhuriyeti, Tayvan Savunma Bakanının BBC’de yapmış olduğu bu açıklamalar karşısında adanın (Tayvan) anakarayla birleştirilmesi için güç kullanma ihtimalini yalanlamadı. Bu açıklamalar ışığında Çin anakarasının yükselişi karşısında bölgesinde ve dünyada etkisini kaybetmeye başlayan Tayvan’ın, önümüzdeki süreçte Çin açısından bölgesel bir “stratejik rekabet” meselesi olacağı düşünülmektedir. Bu durumdan en fazla zarar görebilecek diğer güç ise ABD olacaktır. Bu makalede, Çin’in Tayvan politikası ve bu politikanın yol açabileceği gelecek senaryoları ele alınmıştır.
Since the turn of the century, the rise of China has sparked global controversy. Today, the looming influence of China in international geopolitics is an undeniable fact. In this context, it is thought that the paradox between China’s growing purchasing power and its political weakness may make Chinese policies even more aggressive in the coming period. China, which has attracted attention with its silent economic growth in the last 10 years, is becoming more noticeable in global competition. In fact, China’s economic and technological rise has enabled it to accelerate its military modernization. These developments caused China, which is the third largest country in the world after Canada and Russia, with an area of 9.6 million square kilometers, to be seen as a threat in Asia. Finally, on October 6, 2021, Taiwan’s Defense Minister Chiu Kuo-cheng stated that China-Taiwan relations are at their most tense and worst period in the last 40 years. Minister Chiu Kuo-cheng also said that China will have the ability to fully occupy Taiwan by 2025. China did not rule out the possibility of using force to unite the island (Taiwan) with the mainland in the face of these statements made by the Taiwanese Minister of Defense on the BBC. In the light of these explanations, it is thought that Taiwan, which has begun to lose its influence in the region and in the world, in the face of the rise of the mainland of China, will be a matter of regional “strategic competition” for China in the coming period. In this article, China’s Taiwan policy and the future scenarios that this policy may lead are discussed.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 31 Temmuz 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Temmuz 2022 |
Gönderilme Tarihi | 5 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 11 Sayı: 3 |
MANAS Journal of Social Studies (MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi)