Bilimsel ve teknolojik gelişmeler hem bir sırrın ortaya çıkmasına hem de her türden siyasal ve toplumsal statükonun kurulmasında etki eden önemli faktörler arasındadır. Bu bağlamda nükleer teknoloji, ulusal ve uluslararası boyutta olumlu ve olumsuz birçok parametreye sahiptir. Nükleer teknolojinin olumlu olarak nitelendirebileceğimiz parametrelerinden biri, kömür, gaz ve petrol gibi diğer enerji kaynaklarının riskleri ile karşılaştırıldığında çevreye ve insan sağlığına etkisinin daha güvenli gözükmesi olarak söylenebilir. Nükleer teknolojinin sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin temel dinamiklerinden olması, onu toplumsal refaha etkisi bağlamında olumlu bir araç olarak sunmaktadır. Buna karşılık nükleer teknolojinin olumsuz parametrelerinden sayılabilecek hiç şüphesiz nükleer silahların kullanımı ve nükleer kazalar sonrası oluşan radyasyon temelli çevresel felaketlerdir. Kaynakların eşitsiz dağılımına olan etkisi göz önüne alındığında da bir tür eşitsizlik aracı olarak olumsuz işlev görmektedir. Dolaysıyla, nükleer teknolojiyi kontrol eden bilgi toplumları bu üstünlüğü kendileri için seçilmiş bir zafer olarak görüp, kendileri lehine bir statüko kurmuşlardır. Bilgi toplumunun ana unsurlarından birisi olarak (nükleer) teknoloji dünya düzeni içerisindeki siyasi ve toplumsal farklılaşmayı belirleyen ana eksenlerden birisini oluşturmaktadır. ABD önderliğinde, Birleşmiş Milletler sisteminin ve özellikle Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun etki altına alınmasıyla oluşturulan bir nükleer düzen kurulmuştur. Bu statüko bilgi ve iptidai toplumlar arasındaki ikircikli ve üstüncül siyasi-sosyal ilişkilere dayanmakta olup, nükleer teknoloji ve silah erişiminin engellenmesi/kısıtlanması ve kontrol edilmesi gibi araçlarla yürütülmektedir.
“Nükleer Teknoloji: Siyasi-Toplumsal Statüko” başlıklı çalışmanın yazım sürecinde bilimsel kurallara, etik ve alıntı kurallarına uyulmuş; toplanan veriler üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmamış ve bu çalışma herhangi başka bir akademik yayın ortamına değerlendirme için gönderilmemiştir. Bu araştırma doküman incelemesine dayalı olarak yapıldığından etik kurul kararı zorunluluğu bulunmamaktadır.
Scientific and technological developments are among the most important factors that influence the revelation of a secret and the establishment of all kinds of political and social status quo. In this context, nuclear technology has many positive and negative parameters at the national and international levels. One of the parameters of nuclear technology that we can characterize as positive is that its impact on the environment and human health seems safer compared to the risks of other energy sources such as coal, gas, and oil. The fact that nuclear technology is one of the basic dynamics of sustainable economic growth presents it as a positive tool in terms of its impact on social welfare. On the other hand, the negative parameters of nuclear technology are undoubtedly the use of nuclear weapons and radiation-based environmental disasters following nuclear accidents. Given its impact on the unequal distribution of resources, it also functions negatively as a tool of inequality. Therefore, the knowledge societies that control nuclear technology have established a status quo in their favor, seeing this superiority as a victory chosen for them. As one of the main elements of the information society, (nuclear) technology constitutes one of the main axes determining the political and social differentiation within the world order. Under the leadership of the United States, a nuclear order has been established through the influence of the United Nations system, especially the International Atomic Energy Agency. This status quo is based on ambivalent and supremacist political-social relations between knowledge and primitive societies and is enforced using preventing/restricting and controlling access to nuclear technology and weapons.
Nuclear Technology Information Society Rudimentary Society and Statuesque
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası Kurumlar, Uluslararası Siyaset, Bilim ve Teknoloji Sosyolojisi ve Sosyal Bilimler, Siyaset Sosyolojisi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2025 |
Gönderilme Tarihi | 28 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 14 Sayı: 1 |
MANAS Journal of Social Studies (MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi)