While using what is happening in nature for his own benefit, human who knows no boundaries has always positioned himself at the center of the world by asking for more. People who want to consume more have accelerated consumption by establishing factories with the Industrial Revolution. However, the factories that were established increased the emission of coal and chemical substances into the atmosphere, causing harm to nature. Moreover, the major pollution known as the “Great Smog of London” in 1952 was seen as a harbinger of this negative trend. At this point, critics who wanted to react to the deterioration of the relationship between nature and humans and to raise awareness have developed the ecocritical approach. This approach has gained importance not only in adult literature but also in children’s literature. Such literary works have been written with the aim of being able to explain the deep bond between humans and nature to children, instilling a love for nature, and raising environmental awareness. In the study, C.C. Harrington’s “Wildoak” (2022) will be examined using methods such as text analysis, critical reading, utilizing the ideas of theorists like Arne Naess, Cheryll Glotfelty, and Scott Slovic, who pioneered the ecocritical approach.
During the writing process of the study “Assessing the Influence of Energy Efficiency Guide Label on Consumers' Purchasing Decisions for Household Refrigerating Appliances” scientific rules, ethical and citation rules were followed. No falsification was made on the collected data and this study was not sent to any other academic publication medium for evaluation.
Doğada olup biteni kendi yararına kullanırken sınır tanımayan insan, hep daha fazlasını isteyerek kendini dünyanın merkezine konumlandırmıştır. Daha fazlasını tüketmek isteyen insan, Sanayi Devrimi ile birlikte fabrikalar kurarak tüketimi hızlandırmıştır. Fakat kurulan fabrikalar kömür, kimyasal maddelerin atmosfere salınımını arttırarak doğaya zarar vermeye başlamıştır. Dahası 1952 yılında “Büyük Londra Sisi” adı verilen büyük kirlilik bu kötü gidişatın habercisi olarak görülmüştür. İşte tam bu noktada, doğa ve insan arasındaki ilişkinin bozulmasına tepki göstermek isteyen ve farkındalık yaratmaya çalışan eleştirmenler, çevreci eleştiri yaklaşımını ortaya çıkarmışlardır. Bu yaklaşım yalnızca yetişkin edebiyatında değil, çocuk edebiyatında da yankı bulmuştur. Çocuklara, insan ve doğa arasındaki derin bağı anlatabilmek, doğa sevgisi aşılayabilmek ve çevre bilinci kazandırabilmek amacıyla kaleme alınmıştır. Çalışmada Arne Naess, Cheryll Glotfelty ve Scott Slovic gibi çevreci eleştiri yaklaşımına öncülük eden kuramcıların fikirlerinden yararlanılarak C.C Harrington’un “Wildoak” (2022) eseri metin analizi, eleştirel okuma yöntemler kullanılarak incelenecektir.
“Saklı Ormanda Doğa’nın Sessiz Çığlığı: Ekolojik Bir Bakış” başlıklı çalışmanın yazım sürecinde bilimsel kurallara, etik ve alıntı kurallarına uyulmuş; toplanan veriler üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmamış ve bu çalışma herhangi başka bir akademik yayın ortamına değerlendirme için gönderilmemiştir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Ekoeleştiri |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Ekim 2025 |
Gönderilme Tarihi | 1 Eylül 2025 |
Kabul Tarihi | 18 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 14 Sayı: 4 |
MANAS Journal of Social Studies (MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi)