Giriş: Respiratuvar sinsityal virüs (RSV) 2 yaş altı
süt çocuklarında en önemli alt alt solunum yolu
enfeksiyonu (ASYE) etkenidir. Özellikle 6 aydan
küçük süt çocuklarını, prematüreleri, kronik akciğer
hastalığı olanları, doğumsal kalp hastalığı olanları
ve immün sistem hastalığı olan çocukları
etkilemektedir. Çalışmamızda klinik olarak ASYE
tanısı konulan 0–1 yaş grubundaki hastaların RSV
sıklığının ve klinik özelliklerinin araştırılmasını
amaçladık.
Yöntem: Hastanemiz Çocuk Acil Servisinde ASYE
tanısı konulan 50 hasta çalışmaya alındı. Hastalar 8
saat süre ile monitörize edilerek izlendi.
Hastalardan nazofaringeal fırça ile nazofaringeal
sürüntü örneği alınarak Coris marka RSV respistrip
hızlı tanı kiti ile RSV antijeni tarandı.
İstatistiksel veri analizi için SPSS 16,0 programı
kullanıldı.
Bulgular: Hastalarımızda RSV sıklığı % 46 (23/50)
olarak saptandı. Cinsiyete göre RSV sıklığı
açısından anlamlı fark saptanmadı. Hastaneye yatış
oranları cinsiyete göre karşılaştırıldığında erkek
hastaların kız hastalara göre 1,6 kat daha fazla
olduğu görüldü. Hastaneye yatırılan hastalarda
yatışa etki eden faktörler hastanın yaşı, başvuruda
morarma yakınmasının olması, RSV antijen
pozitifliği ve izlemde solunum sistemi
yakınmalarının devamı olarak saptandı.
Çalışamaya alınan hastalardan 1 tanesi solunum ve
kalp yetersizliği nedeniyle kaybedildi. Diğer
hastaların prognozu iyiydi. Çalışmamızda mortalite
%2 idi. RSV açısından riskli 2 hastamızda
Palizumab profilaksis uygulanıyordu. Bu hastalarda
RSV antijeni negatif saptandı.
Sonuç: RSV, 1 yaş altındaki Türk çocuklarında
önde gelen ASYE nedenidir. Ayrıca sütçocukluğu
döneminde özellikle riskli gruptaki hastalarda
önemli mortalite ve morbiditeye yol açmaktadır.
Çalışmamızda hastalarımızın prognozu genel olarak
iyiydi. Nazofaringeal fırça ile alınan sürüntü
örneğinden RSV antijen saptanması hızlı tanı
yöntemi olarak uygun bir yöntemdir.
Aim: Respiratory syncytial virus (RSV) is a major
etiological agent of lower respiratory tract infection
(LRTI) in infants younger than two years of age. It
affects usually low birth weight or Premature
infants and children who have chronic pulmonary
disease, congenital heart disease and immun
deficiency. This study evaluated the incidence and
clinical patterns of RSV infection in infants with
LRTIs.
Methods: Over a 2-month period 50 children
younger than 1 years of age presented with LRTIs
at our Hospital, Pediatric Emergency Department
were evaluated. Nasopharyngeal secretions were
collected for viral investigation of RSV antigen
using RSV respi-strip rapid diagnose kits.
Associations of variables were tested using standard
statistical tools on SPSS 16.0.
Results: The frequency of RSV infection was 46%
(23/50) for our patient group. There wasn’t any
difference between male and female gender for the
frequency of infection. The hospitality ratio was
lower for female gender (1/1.6). Risk factors
associated with hospitalization were the age of
patient, occurrence of cyanosis at presentation,
positivity of RSV antigen, and continuation of
complaints of respiratory tract. Mortality was % 2
in our patient group (one patient was lost with
pulmonary and cardiac failure).7 patients have risk
factors (5 patients were premature and 2 patients
have congenital heart disease). 2 patients were used
Palivisumab for prophylaxis. We detected RSV
antigen negative who are used palivizumab for
prophylaxis.
Conclusions: RSV is a major etiological agent of
lower respiratory tract infection in Turkish infants
younger than one years of age. RSV is the leading
cause of mortality and morbidity in infancy,
especially for patients with associated risk factors.
Our patients prognose generally was good. The
antigen detection kit for RSV (Coris Biokonsept
RSV Respi–Strip) from nasopharyngeal secretions
was a suitable and accurate diagnostic method.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Original Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Mart 2015 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 3 Sayı: 12 |