Amaç: Kliniğimizde tubaovaryen abse nedeniyle cerrahi operasyon uygulanan hastaların klinik ve laboratuar bulgularını, uygulanan cerrahi yöntemleri ve sonuçlarını araştırmaktır.
Gereç ve Yöntem: Mustafa Kemal Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğinde Ocak 2014 ve Mart 2016 yılları arasında tubaovaryen abse nedeniyle cerrahi uygulanan hastalar retrospektif olarak incelendi. Olguların klinik ve laboratuar özellikleri, uygulanan cerrahi yöntemler, komplikasyonları ve antibiyoterapi rejimleri kaydedildi.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 19 olgunun ortalama yaşının 32,7 olduğu izlendi. Operasyon öncesi dönemde yapılan ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi sonuçlarına göre tubaovaryen abse kitlelerinin çapları ortalama 8,46 cm ve hastanede kalış süresi 8,5 gündü. Hastaların ortalama C reaktif protein (CRP) değeri 147mg/L ve olguların % 89,5'sinde (n=17) CRP 5'in üzerinde saptandı. Olgularda %47,7 (n=9) abse boşaltılması, %15,8 (n=3) salfenjektomi, %15,8 (n=3) total abdominal histerektomi ve bilateral salfingooferektomi ve %21,4 (n=4) unilateral salfingooferektomi uygulandı. Bir hasta cerrahi sonrası abse tekrarı ve sonrasında dissemine intravasküler koagulasyon gelişmesine sekonder kaybedildi. İki hastada intraoperatif barsak serozasında yaralanma oldu.
Sonuç: Tubaovaryen absenin cerrahi tedavisi hastanın fertilite isteği ve yaşına ek olarak operatörün becerisi ve deneyimine bağlı olarak değişmektedir.
Bölüm | Original Articles |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Nisan 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 7 Sayı: 27 |