Amaç: Pilonidal sinüs hastalığında altın standart tedavi metodu halen tartışmalı olmakla birlikte hastalığın tedavisinde, pek çok farklı görüş ve geliştirilmiş cerrahi metotlar vardır. Bizim bu çalışmada amacımız Karidakis flep ve Limberg flep tekniği uygulanan pilonidal sinuslerde iki cerrahi tekniğin erken dönem sonuçlarının kıyaslanmasıdır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza Ocak 2009- Eylül 2009 tarihleri arasında sakrokoksigeal pilonidal sinüs tanısı ile Karydakis flep (Grup K) ve rhomboid eksizyon + Limberg flep (Grup L) cerrahisi uygulanan toplam 109 hasta dâhil edildi. Hasta seçiminde akut pilonidal sinüs apsesi olanlar ile komplike pilonidal sinüsü olanlar çalışmaya alınmadı. Ayrıca takip için kontrollerine gelmeyen ve ulaşılamayan hastalar çalışma dışında bırakıldı.
Bulgular: Grup L’de ki hastaların 67 erkek - 8 kadın, yaş ortalaması 26.34 (13-56) idi. Grup K’deki hastaların 26 erkek - 8 kadın, yaş ortalaması 27,42 (16-60) idi. Başvuru şikâyetleri sıklık sırasıyla akıntı, şişlik ve ağrı şeklindeydi. Hastaların 75’sine limberg flebi, 34 erkek hastaya ise Karydakis tekniğine uygun flep uygulandı. Limberg flep tekniği uygulanan toplam 75 hastadan 4 hastada ve Karydakis flep tekniği uygulanan toplam 34 hastadan 2 hastada postoperatif enfeksiyon gelişmiştir. Limberg flep tekniği uygulanan toplam 75 hastadan 3 hastaya nüks pilonidal sinüs tanısı konmuştur. Karydakis flep tekniği uygulanan toplam 34 hastadan 1 hastaya nüks pilonidal sinüs tanısı konmuştur.
Sonuç: Pilonidal sinüs hastalığında tüm şartları karşılayabilecek, ideal bir yöntem yoktur. Literatürde en düşük nüks oranları rhomboid eksizyon ve limberg flep tekniği yöntemindedir. Karydakis yöntemi hastanede yatış süresi, geç komplikasyonlar ve nüks oranında bir değişiklik oluşturmaksızın pilonidal sinüs tedavisinde Limberg flep yöntemine bir alternatif olarak kullanılabileceği kanısındayız.
Objective: Although the gold standard treatment method for pilonidal sinus disease is still controversial, there are many different views and improved surgical methods in the treatment of the disease. Our aim in this study is to compare the early results of two surgical techniques in the pilonidal sinus with Karidakis flap and Limberg flap technique.
Methods: Between January 2009 and September 2009, a total of 109 patients with a diagnosis of sacrococcygeal pilonidal sinus and Karydakis flap (Group K) and rhomboid excision + Limberg flap (Group L) surgery were included. Patients with acute pilonidal sinus episodes complicated with pilonidal sinus were not included in the study. Patients who did not come to their control for follow-up and were not reached were excluded from the study.
Results: Group L had 67 males and 8 females. The mean age was 26.34 (13-56). In the K group, 26 males and 8 females had a mean age of 27.42 (16-60). The complaints of the patients were abscess, swelling and pain. Limberg technique was applied to 75 patients and Karydakis technique was applied to 34 patients. Postoperative infection developed in 4 of 75 patients treated with Limberg flap technique and in 2 of 34 patients treated with Karydakis flap technique. A total of 75 patients underwent Limberg flap technique and 3 patients had recurrent pilonidal sinus. A total of 34 patients who underwent Karydakis flap technique received recurrent pilonidal sinus diagnosis in 1 patient.
Conclusion: In pilonidal sinus disease, there is no ideal way to fulfill all conditions. The lowest recurrence rates in the literature are rhomboid excision and Limberg flap technique. We believe that the Karydakis method can be used as an alternative to the Limberg flap procedure without any change in the length of stay, late complications and recurrence rates in pilonidal sinus therapy.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Original Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 7 Ocak 2021 |
Kabul Tarihi | 7 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 12 Sayı: 44 |