Amaç: Q ateşi, özellikle risk grubundaki bireylerde akut ve kronik formda görülebilen, özgül olmayan semptomları nedeniyle tanısı atlanabilen, zoonotik bir hastalıktır. Önceleri sıklıkla yanlış tanı alan bu hastalık olguları, ülkemizden de son yıllarda bildirilmeye başlamıştır. Bu çalışmada Q ateşi olgularının klinik ve laboratuvar parametrelerini retrospektif olarak değerlendirmeyi ve Q ateşi farkındalığını arttırmayı amaçladık.
Yöntem: Retrospektif gözlemsel çalışmamızda, 18 yaş üstü, kesin tanı almış, Q ateşi olguları değerlendirildi. Hastalara ait yaş, cinsiyet, meslek, ikamet edilen yer gibi demografik veriler, kene teması öyküleri, hastalığın geliştiği zaman dilimi (yıl, mevsim, ay), eşlik eden komorbiditeler, semptomlar, fizik muayene ve laboratuvar bulguları, tedaviler, hastaların iyileşme ve mortalite durumları irdelendi.
Bulgular: Çalışmaya yaş ortalaması 49.23±12.1 yıl, 7’si (%57) erkek olan 14 olgu dahil edildi. En sık semptomlar ateş yüksekliği (%100), öksürük (%71.4) ve miyalji (%57.1) idi. Olguların tamamı akut Q ateşi olgusu olup, endokardit hiçbir olguda saptanmadı.
Sonuç: Ülkemizin Q ateşi hastalığı için olası endemik bölgelerden olması nedeniyle, özellikle kırsal kesimde yaşayan, hayvancılıkla uğraşma, pastörize edilmemiş süt/süt ürünü tüketme gibi risk faktörleri olan hastalarda özellikle pnömoni ve miyalji varlığında akılda tutulmalıdır.
yok
yok
Objective: Q fever is a zoonotic disease that can be misdiagnosed due to non-specific symptoms that can be seen in acute and chronic forms, especially in individuals in the risk group. These disease cases, which were frequently misdiagnosed in the past, have started to be reported in our country in recent years. In this study, we aimed to retrospectively evaluate the clinical and laboratory parameters of Q fever cases and to increase awareness of Q fever disease.
Method: In our retrospective observational study, Q fever cases over 18 years of age with a definitive diagnosis were evaluated. Demographic data of the patients, such as age, gender, occupation, place of residence, tick contact history, the time period of the disease (year, season, month), accompanying comorbidities, symptoms, physical examination, laboratory findings, treatments, recovery, and mortality status of the patients examined.
Results: A total of 14 cases, 7 (57%) males, with a mean age of 49.2±12.1 years were included in the study. The most common symptoms were fever (100%), cough (71.4%), and myalgia (57.1%). All of the cases were cases of acute Q fever, and endocarditis was not detected in any of the cases.
Conclusion: Since our country is one of the possible endemic regions for Q fever disease, it should be kept in mind, especially in the presence of pneumonia and myalgia in patients who live in rural areas and have risk factors such as dealing with livestock and consuming unpasteurized milk and dairy products.
yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Original Articles |
Yazarlar | |
Proje Numarası | yok |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 3 Ocak 2022 |
Kabul Tarihi | 25 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 13 Sayı: 47 |