Bu makalenin amacı, Türkiye’deki neoliberal yeniden yapılandırma sürecini resmî ulusal güvenlik söyleminin fabrikasyonuna ve bu söylemin üreten sınıflar tarafından ortak kanı olarak adaptasyonuna referansla analiz etmektir. Bu amaçla, pasivizasyonun güvenlikleştirme için karşı hegemonik bir yaklaşım sunduğu kabulünden yola çıkarak, Türk siyasetinde ulusal güvenliğin rolünü çalışmak için daha ziyade gelenekselleşmiş olan sivil-askerî ikileminin ötesine geçen alternatif bir çerçeve önerisi sunacağım. Ulusal güvenliğin, hem emperyal hem yerel hedefleri olan pasivizasyonu amaçlayan bir teknik olduğu ve dolayısıyla neoliberalizm-güvenlik-pasivizasyon ekseninde anlaşılması gerektiği yazının temel argümanını oluşturuyor. Makale, üç bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, pasivizasyon kavramının tarihini inceleyeceğim. İkinci bölümde, askeri rejimlerden sivil AKP hükümetlerine ulusal güvenlik söyleminin devamlılığına bakacağım. Üçüncü bölümde ise Gezi Direnişi sırasında ortaya çıkan alternatif dayanışma biçimlerine ve bunların nasıl karşı hegemonik bir ortak kanı yaratma ihtimalinin yolunu açtığını tartışacağım.
Gezi Direnişi militarizasyon ulusal güvenlik neoliberalizm pasivizasyon polis
In this article, I try to analyse the neoliberal re-structuration in Turkey with a view to fabrication of official national security discourse and its adaption as common sense among productive classes. Acknowledging pacification as a counter-hegemonic approach to securitization, I offer an alternative framework to study the role of national security in Turkish politics that goes beyond rather traditionalized civil-military dichotomy. I argue that national security is a technique aiming at pacification with both imperial and local targets and that it should be understood with recourse to the neoliberalism-security-pacification axis. The article composes of three sections. First, I explore the history of the term pacification. Second, I look at the discursive continuities on national security between the military regime and the civilian AKP governments. Third, I reflect on the alternative forms of solidarity emerged during the Gezi Resistance that open the possibility of creating a counter-hegemonic common sense.
Gezi Resistance militarization national security neoliberalism pacification police
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler (Tema) |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2014 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2014 |
Kabul Tarihi | 1 Haziran 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 1 Sayı: 1 - Çağın Ruhu ve Karşı-Hegemonya |