21. yüzyılda verinin gittikçe önem kazanması, bununla birlikte gelen veri erişimi ve depolama pratikleri arşiv kavramına olan ilgiyi kaçınılmaz olarak artmıştır. Post-yapısalcı düşüncenin etkisiyle kavramsal derinliği artan ve anlamı genişleyen arşivin dijitalleşmeyle birlikte fizikselliğini yitirmesi, yakın geleceğin var olma biçimleri için de ip uçları barındırır. Teknoloji tabanlı toplumsal değişimlerin kurgusal ve görsel öngörüleri olan filmlerin bu noktada bulgulayıcı öneme sahip olduğu söylenebilir. Her türlü aktör ve ilişkinin dijital izlerinin karmaşıklaştırdığı dünyada arşivin fiziksel imgesinin de yitmesiyle oluşan belirsizliğe karşı geleceğin arşivinin kurgusal tahayyülleri önem kazanır. Bu noktalardan hareketle arşiv imgesinin tekno-sibernetik bir bağlamda inşasını konu eden makale, Arşiv isimli film üzerinden bu inşanın katmanlarını çözümlemeye girişir. Bu çözümlemeye göre, arşive ilişkin anlamlar üç farklı katmanda inşa edilir. Makale zihinsel bir arşiv imgesinin, bu üç katmanda var olan fiziksel temsillerin etkileşimi ile oluştuğunu ileri sürer. Kısacası, arşivin geleceğine dair zihinsel bir imge herhangi bir katmandaki fiziksel temsile tam olarak indirgenemez ancak bunların etkileşiminden doğar. Bu katmanlardan ilkini arşivin yer aldığı pek çok film ile benzerlik taşıyan, filmde erişilmesi güç ve korunaklı bir yer algısı yaratan ve filmin ana mekânı olan tesisin mimari özellikleri oluşturur. Diğer katman ise günümüzdeki dijital arşivin veri depolama niteliğine yapılan bir göndermeyle ilişkilidir. Bu, her ne kadar günümüzdeki veri bankası sürücülerine benzer bir fiziksellikle kurulsa da, içerik itibariyle yani bilincin korunması ve veri olarak saklanmasıyla, günümüz teknolojilerinin gelecekteki potansiyel getirileri ve tehlikeleri anlamında düşündürücüdür. Son olarak, arşivin bedene kavuşması, onun statik bir depodan, geçmiş bilgi ve gelecek düşlemi arasında değişken ve aktif bir sürece evrilmesini öngörüsünü sunar. Bu katman dijital arşivi zihin, beden ve kimlik sınırlarını bulanıklaştırarak dönüştürür. Dahası, arşivin kimliğin bir uzantısından yeni bir gerçekliğe dönüşümünü ve kendi gerçekliğini oluşturma potansiyelini yansıtması bakımından önemlidir. İnsan ve makine melezi bir organizma tarafından temsil edilen bu katman, arşivin zihinsel imgesinin inşasında en kritik bulunan ve en derin kavramsal açılımlara sahip katmandır.
As a concept archive encapsulates different levels of profoundness and has a loaded meaning. This concept has interpenetrated into many disciplines and gained a strong position as a theoretical tool in the late twentieth century. As much as the variety and elasticity of its conceptual elaborations, the imaged existence of the archive in the fiction medium also reflects a certain heterogeneity; archive spaces are depicted in connection with associations such as ‘being buried, accessibility difficulty, security, dusty and old environment’. Dematerialization of its basic unit, the document, leads archive space to lose its materiality as well. This creates an interest and ambiguity for the archive’s future. Among these ambiguities, the study initiates a discussion for the imagination of the future of the archive and looks into the archive’s techno-cybernetic envisagement via analyzing the film Archive (2020). According to this analysis, the meanings associated with the archive are constructed via three distinct levels; these are the architectural features of the facility, the representation of the archive as data storage, finally, its embodiment as a synthetic body, which hints that the archive will evolve from a static repository to a variable and active process between past knowledge and the phantasy of the future. The article argues that without reduction to representations at any one layer, a mental image of the archive arises from their interaction and concludes that the archive is not an object, but a web of relations that is open to reproduction and interaction of what it contains.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler (Tema) |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2022 |
Kabul Tarihi | 24 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 1 - Görsel Kültür |