“XIX. yüzyılın” ve aynı anlama gelmek üzere “Modernitenin Başkenti” olarak anılan Paris, bunlardan da önce oryantalizmin başkentidir.
Fransız sanatçıların XIX. yüzyıl başlarından itibaren geliştirdiği resim tarzının adı olarak ortaya çıkan oryantalizm kavramı, hızla diğer sanatlara taşınmış, zamanla Doğu’ya ilişkin Batılı düşünsel, sanatsal, siyasal hemen tüm pratiklerin ortak adına dönüşmüştür.
Oryantalizmi tarihsel bir olgu olmaktan çıkarıp sorunsallaştıran Edward Said, tarihsel kökenlerini antikiteye dayandırmakla birlikte, onun kurumsallaşıp sistematik uygulama halini almasının miladı olarak 1798’i; Mısır’ın işgalini işaret etmektedir. Oysa tarihsel süreç Batı için Doğu’nun giriş kapısının İstanbul olduğunu göstermektedir.
Elçilik kayıtlarından seyahatnamelere, tacirlerden sanatçılara resmi, sivil Batılı öznenin Doğu’ya ilişkin öncelikli imge kaynağı İstanbul’dur. XVII. yüzyıl sonlarında Fransa’nın İstanbul’u işgal tasarıları, şehrin ve Doğu’nun Batılı aktörlerce imgesel, sözel, teatral, görsel olarak yeniden üretilip tüketilmesine dönüşmüştür. Bu pratik XVIII. yüzyıldan itibaren İstanbul’un da dönüşümünü getirmiştir.
Paris-İstanbul ilişkisi, oryantalizmin tarihsel, coğrafi kaynaklarını ve evrimini ortaya koymaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 18 Nisan 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Kasım 2019 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 20 |