Geçmişten günümüze Türkiye’de kentsel koruma politikaları, büyük ölçüde, kentin fiziksel sorunları üzerinden ve fiziksel tarafı ağır basan imar planları kapsamında ele alınmış; kentlerin korunarak gelişmesi açısından farklı yaklaşımlar geliştirme çabasına girilememiş ve dolayısıyla bütünsel kent planlamasından uzak bir yapı süregelmiştir. 1960’lı yıllarda kentsel koruma alanına artan ilgiye karşın, özellikle 1970’li yıllardan itibaren kentsel planlamanın aynı tip planlara yönelmesi, giderek tek tipleşen kentleri yaratmıştır. Kentsel koruma politikalarının da “tek tip” koruma amaçlı imar planları kapsamında şekillenmeye başlamasına neden olan bu durum, bir yandan kentlerin tarihi ve kültürel değeri bulunan alanlarındaki tahribatın artmasına, diğer yandan da kentlerin diğer alanlarında yoğun bir imar baskısının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Çalışmanın amacı, Türkiye’nin kentsel koruma politikasının gelişimini, tarihsel gelişme süreci içinde ele alarak incelemek ve değerlendirmektir. Bu çerçevede önce kentsel koruma ve kentsel koruma politikalarının önemine değinilecek, ardından kentsel korumanın dünyadaki gelişim seyri ele alınacak ve son olarak kentsel korumanın Türkiye’deki gelişimi ilgili yasal ve kurumsal çerçeve temelinde incelenecektir.
Kentsel koruma Kentsel koruma politikası Kent kimliği Kent kültürü Türkiye
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 17 Sayı: 38 |