Bu yazı, yerel yönetimlerin hukuksal, toplumsal ve siyasal dayanaklarını dikkate alarak, yerel seçimlerde kimlerin seçilmiş konumuna gelebileceğini, özellikle bunun demokrasi açısından anlamını tartışmaktadır. Yalnızca kamusal hizmet sağlayan birimler olarak görülemeyecek olan, arazi ve altyapı olanakları sağlayarak, küresel sermayenin yer tutma sürecinde inisiyatif alacak biçimde roller oynayabilen yerel yönetimlerdeki seçimler, yerel ölçekle ve hukuki yapıyla sınırlı olarak tartışılamayacak bir konudur. Yerel seçimlere; seçilebilme kısıtı, seçilmişlerin özlük hakları ve seçim sistemi açısından baktığımızda, düzenleyici kurullar, bölge kalkınma ajansları düzeyindeki karar alma süreçlerinde hakim olan sermaye sahiplerinin temsilinin desteklendiği, diğer kesimlerin temsilinin sınırlandığı söylenebilir. Toplumsal mücadelelerle kurulan kapitalizm-demokrasi birlikteliği, temsil sisteminde somutlaşan pek çok sorun içerir. Ancak yerel seçimlere ilişkin analizin gösterdiği gibi, bugün bu sorgulamaya açık temsil sistemi de yönetişim düşüncesine uygun olarak bozulmaya uğramaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Sayı: 9 |