Tanrı’nın olmadığı bir dünya, insan ile diğer
varlıklar arasında bir mahiyet farkının olduğunu iddia edemeyeceğimiz bir dünyadır.
Tanrı’nın yokluğunun kaçınılmaz neticesi natüralizmdir. Natüralizmin siyaset felsefesindeki
ilk yansıması kuvvet politikası, diğeri ise faydacılıktır. Tanrı’nın yokluğunda hümanizm yeni
anlam sistemi, yeni din olarak ortaya çıkmıştır.
Hümanizm hem kuvvet politikasına hem de
faydacılığa karşı çıkmıştır. Buna karşın hümanizm politik şiddeti ve güçlü olanın hakimiyetini
engelleyememiştir. Tersine hümanizm şiddeti
ve hakimiyeti meşrulaştırıcı bir işlev görmüştür.
Postmodern dünya hümanizmin büyüsünün
bozulduğu döneme karşılık gelir. Postmodernizm evrensel değerlerin yokluğunda herhangi
bir değer sisteminin üstünlük iddiasında bulunamayacağını, dolayısıyla bütün değerlerin ve
bu değerlerle bağlantılı bütün yaşam tarzlarının eşit ölçüde değerli olduğunu iddia ederek
inceltilmiş bir faydacılığı savunur. Günümüzde
tüketim toplumu ile sağlanmış olan barışın ortadan kalktığına ve kuvvet politikasının hüküm
sürdüğüne şahit olmaktayız. Faydacılığın yeniden geçerlilik kazanması, barışın güçlü olanların da çıkarlarına olduğu şartların oluşmasına
bağlıdır
Natüralizm Hümanizm Postmodernizm Kuvvet Politikası Faydacılık
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 219 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 15 Sayı: 56 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi