Her büyük medeniyet, zenginliğini ve büyüklüğünü kendinden önceki medeniyetlerin birikimleri üzerine oturtarak kazanmıştır. Dinler de kendi getirdiği evrensel değerleri, insanlığın evrensel mirası ile buluşturarak büyük medeniyetler kurarlar. İslam medeniyeti de daha önceki Yunan, Hint, İran gibi büyük medeniyetlerin geliştirdiği kurumlar, felsefeler, bilimler ve teknikler üzerinde gelişmiştir. Bu sebepten dolayı, kökenlerine inmeden İslam medeniyetinin pek çok unsurunu anlamak çoğu konuda imkansızdır. VII ve IX. asırlarda Abbasilerin Bağdat’ta kurduğu “Beytül-Hikme” akademisinde, Yunanca, Süryanice, Farsça ve diğer dillerden yoğun bir tercüme faaliyeti yürütülerek bu intikal sürecinin yaşandığını görüyoruz. Ancak İslam medeniyetinin teşekkül devrindeki bu intikal ve antik mirastan faydalanma, sadece pratik ihtiyaçlar ve tesadüfi gelişmeler ile değil, medeniyetlerin sürekliliği felsefesini ifade eden “Ezeli Hikmet” tasavvuru içinde gelişmiştir.
Tercüme hareketi Beytü’l- Hikme Kültürel etkileşim İslam Medeniyeti
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 11 Sayı: 44 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi