İran, Osmanlı’nın erken dönemlerinden itibaren zihin dünyasında bir şekilde yer edinmiştir. Dönemine göre ulema, udeba ve devlet erkânının gözündeki İran imajı farklılıklar arz etmiştir. İki ülke arasındaki ilişkiler uyumlu olduğunda İran ilim ve edebiyatın merkezi Diyar-ı Acem olarak addedilmiş, siyasal zıtlaşmaların yaşandığı zamanlarda ise “düşman-ı din”likle suçlanmıştır. Diyar-ı Rum’un havası, benzerlikleri ve farklılıklarıyla Diyar-ı Acem’i, bazen rekabet ettiği, başka zamanlarda ise taklit ettiği, yanı başında fakat aynı zamanda Doğu’daki yüksek dağların arkasında kalmış uzak bir dünya olarak tahayyül etmiştir. İran, Osmanlı’nın son dönemine kadar siyaset, sanat, edebiyat ve din alanlarında bir şekilde etkili olmuş ve Devlet-i Aliyye’deki entelektüel sınıfı üzerinde kalıcı bir etki bırakmıştır. İran, Osmanlı düşünce dünyasını kendisine çekerek ve bazen de kendisinden iterek, bir nevi gel-gitler içinde etkilemiş ve şekillendirmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 11 Sayı: 43 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi