Modern pozitivist materyalist hukukta haklar, nisbi haklar ve mutlak haklar olarak sınıflandırılır. Mülkiyet hakkı da bir ‚mutlak hak‛ türü olarak ele alınır ve Medeni Hukukun bir alt dalı olan Eşya Hukukunun (droit réel) konusunu oluşturur. Eşyanın ‚reel‛ (real) ve ‚gerçek‛ olduğu algı-sına dayanan bu yaklaşım, esasen maddeye ve varlığa yüklenen ideolojik anlamla doğrudan ilgilidir: ‚Madde her şeydir ve ‘gerçek’ ‘madde’den ibarettir‛.
Yine modern hukukta, mutlak haklar, bir ilişkiye dayanmayan, yani bir ilişkiden değil varlığın kendisinden (aynından) doğan haklar olarak tarif edilir. Mülkiyet hakkı da eşyanın aynından (kendisinden) doğan mutlak bir‚ aynî hak‛ olarak tarif ve tasnif edilir. Mutlak hakların alternatifi sayılan nisbî hakların ise kişiler arasındaki ilişkilerden doğduğu kabul edilir.
Görüldüğü üzere modern pozitivist hukuk, mülkiyet hakkının konu-sunu oluşturan eşyayı, bizzat eşyanın kendisine isnat eder ve o eşya üzerindeki malikiyeti de hakkın sahibi olduğunu düşündüğü bir‚ kişi‛ye izafe eder. Bu olgusal duruma ise‚ mülkiyet‛ der.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 7 Sayı: 27 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi