1988 yazında, ODTÜ Tarih Bölümü'nü kazandığım haberini aldığımda, ailemin yanında Almanya'daydım. Kayıt yaptırmak için Türkiye'ye dönüş esnasında uçakta yanıma yaşlı bir Alman çift oturmuştu. Uçağın inişine 10 dakika kalana kadar neredeyse hiçbir şey konuşmamıştık. Şimdi hatırlayamadığım bir sebeple uçak inişe geçeceği esnada konuşmaya başladık ve kazandığım üniversitenin Tarih Bölümü'ne kayıt olmak için Türkiye'ye geldiğimi söyledim. Bunun üzerine yaşlı Alman hanım, “O, ne kadar güzel! Tarih okumak için çok doğru bir yer" dedi. Aradan geçen bu kadar zamandan sonra geriye baktığımda, hanımefendinin çok fazla iyimser olduğunu düşünüyorum.
Kazandığım bölümün eğitim dilinin İngilizce olduğunu biliyordum. Bölümde tarih öğrencisi olmam, İngilizce hazırlık sebebiyle, normal olarak bir yıl ertelendi. Eğitim dili İngilizce deyince, konu dışı olmasına rağmen, Türkiye'deki akademisyenler için iki uçlu ciddi bir problem olması hasebiyle, akademik hayattaki yabancı dil “meselesine" burada değinmeden geçemeyeceğim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tarihten |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Cilt: 2 Sayı: 8 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi