S. Buhari Baytekin - Geleneğimizde değer verdiğimiz ve üzerinde zımni bir mutabakat kurduğumuz temel nirengiler varolduğunu biliyoruz. Bu değerler elbette zamanın değişmez kuralı gereği değişmektedir lakin bu değişiklik sanki zamanla hudut tanımaz bir hâlarz ettiği ve neticesinde ise bir yabancılaşmayı getirdiği izlenimi vermekte. Sizin de yazılarınızdan ve konuşmalarınızdan takip ettiğimiz kadarı ile bu değer yabancılaşmasının vahameti üzerine durduğunuzu biliyoruz. O zaman bu yabancılaşmaya karşı bir "değer muhafazakarlığı"ndan bahsedebilir miyiz?
Kenan Gürsoy : "Şimdi bilmiyorum bunun adına mutlaka "muhafazakârlık" ya da, "değer muhafazakârlığı" denmeli mi? Ama bu kavram kendisini yavaş yavaş oturtabilir. Önemli olan kavramın kendisinin çerçevesini çizmektir. Şimdi pek çok tartışma yapıyoruz; gelişen, değişen bir dünyanın içinde yaşadığımızı, tarihsel olanın ön planda olduğunu, tarihin zaten yürümekte olduğunu, hiçbir şeyin aynı kalmadığını söylüyoruz. O hâlde aynı, sabit kalan bir takım formlar üzerinde durmaktansa, suretler üzerinde durmaktansa, bu formların, suretlerin, temelindeki özlere bakmanın gerekli olduğunu düşünüyoruz. Biz ahlak felsefecileri olarak ya da "kendilerine etikle meşgul oluyor denenler olarak baktığımızda değişen davranışların arkasındaki, değişmeyen değerleri bulmaya" çalışırız. Bu değişmeyen değerler, bütün kültürler için söz konusu olabilecek, tarihin bütün zamanlarında kendisini ifade edebilecek olan değerlerdir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Yorum ve Değerlendirme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 1 Sayı: 4 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi