İdeolojilerin, toplumsal yaşamın inşası ve kurgulanışında merkezî öneme sahip olduğu noktası yadsınamaz. Ancak, çok uzun, karmaşık ve olağanüstü derecede zengin bir tartışma zeminine sahne olan kavramın; sosyolojik bir analiz aracı olarak kullanılmasına, atıf yaptığı toplumsal fenomenin (genelde bilim alanı ile siyaset alanı) arasındaki ilişkiler düzleminde yoğunlaşmasına karşın, araçsal bir söylem olarak neliği üzerinde hala spekülasyonun ötesine giden bir kuram ya da yaklaşımdan söz etmek mümkün değildir. Bu nedenledir ki, ideoloji kavramına yüklenilen farklı anlamlar, düşünsel dönüşüm ve paradigma değişmelerinin simgesi haline gelmekten kurtulamıyor.
Bu çalışmada, söz konusu ideoloji konseptine ilişkin ortaya atılmış kimi düşüncelerden yola çıkarak, kavramın ifade etmeye çalıştığı alanları, özellikle siyaset-hegemonya ilişkisi bağlamında çözümlemek, siyasal bir sistemi oluşturmada organik üretim işlevini gören ideologların (aydınların) iktidarla olan ilişkisini, modernizm süreci içinde ortaya koymak, ardından ideolojiyle beslenen siyasal bir yapının (özellikle ulus-devlet ) bağlamında ortaya çı kardığı toplumsal ve kültürel göndergeleri ve görüngüleri üzerinde bazı çıkarsamalar yapmak olacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derkenar Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 1 Sayı: 4 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi