İdeoloji kavramı altında farklı düşünme biçimlerini ifade eden “sağ” ve “sol” Türk düşünce hayatı için nispeten yeni kavramlardır. Oysa edebiyat insanoğlunun düşünsel macerasının bir metodu olarak dahi nitelenebilir. Dolayısıyla düşüncenin estetik hassasiyetlerle aktarılması, başlangıcından itibaren edebiyatın işlevlerinden biri olarak saptanabilir. Fakat ideoloji kavramının son yüzyıllarda elde ettiği geniş ifade alanı edebiyat ve düşünce arasındaki bağın ideolojiler açısından değerlendirilmesini verimli bir alan hâline getirmektedir. 19. yüzyıl sonrasında tüm dünyada ideolojik düşünme biçiminin ağırlık kazanması, geç de olsa Türk edebiyatı içerisindeki edebî eserlerde de kendini hissettirir. Tanzimat sonrasında Türk edebiyatında da ideolojik yönelimlerin izlerinin belirgin bir biçimde kullanıldığı metinler ortaya çıkmaya başlar. Bu belirginleşme ideoloji kavramının siyasal ve politik vurgularının belirginleşmesi ile de ilgilidir.
Türk edebiyatı içindeki ideolojik yönelimlerin çatışma enerjisi, Tanzimat’tan itibaren genel bir karakteristik olarak Doğu-Batı ikilemi üzerinde yoğunlaşır. İslamcılık, Milliyetçilik, Batıcılık gibi düşünme biçimlerine Cumhuriyet sonrasında, “yerlilik” kavramı da bir karşılaştırma kategorisi olarak eklenir. Bu çalışma, yerlilik kavramı etrafında şekillenen ideolojik yorumlamaların özellikle Türk solu açısından mahiyetini açığa çıkarmayı amaçlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 61 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi