Yirminci yüzyıl Türk şiirinin büyük şairi Sezai Karakoç’u şairliği yönünden kendi dönemindeki ve geçmiş dönemlerdeki birçok şairle karşılaştırmak mümkündür. Biz bu karşılaştırmayı Karakoç’un doğup büyüdüğü coğrafyadan hareketle yapmaya çalışacağız. Bunu yaparken nirengi olarak Dicle nehrini esas alacağız. Dicle nehri boyundaki Diyarbakır/Ergani ve Bağdat şehirlerinde yetişmiş olan Fuzuli, Ahmet Haşim ve Sezai Karakoç’un şiirlerindeki duygusal rengin birbirine yakınlığının aynı coğrafi kaderin bir yansıması olup olmadığı ayrı bir tartışma konusudur. Fakat ilginç bir şekilde üç şairimizin mısraları arasında bir yakınlık olduğu da gözden uzak tutulmaması gereken bir gerçektir. Lirik temelde ortaya çıkan bu şiirlerin özellikle hangi temalar üzerinden seslendiğini araştırmak bizi ilginç sonuçlara götürmektedir. Devir ve şartların değişmesine karşın Dicle’yi, şiir üslubunun taşıdığı bu gizli akrabalığın sembolik ortak bağı olarak kabul edebiliriz. Dicle coğrafyası üzerinde aynı mizacın yarattığı lirik duygu her üç şairin mısralarında neredeyse aynı tonda tezahür etmektedir.
Fuzuli’nin, Ahmet Haşim’in ve Sezai Karakoç’un Dicle nehri üzerine duygularını ifade eden mısralar başlı başına ilgi çekmektedir. Şairlerimizin Dicle’den etkili şiirlerinden örnekler verildikten sonra “hüzün” duygusunun her üç şairde tecelli eden görünümleri yine mısralarından örneklerle verilecektir. Kaderden, hayattan ve ortamdan şikâyetleri bakımından şairlerimizin yaklaşımları arasındaki benzerlikler ve farklılıklar gibi ölüm fikri ya da ölmek düşüncesinin onların mısralarına yansıyan ifadeleri de bu bakımdan dikkate değerdir. Akşam, gece ve fecir etrafında her üç şairin duygulanımları ile yıldızlar ve ay karşısında mitolojik, romantik ve metafizik seviyede şiirsel yorumları da önemli benzerlikler taşıdığı kadar farklılıklar da göstermektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebiyat Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 18 Sayı: 63 - İman, Duruş ve Diriliş: Sezai Karakoç |
Muhafazakar Düşünce Dergisi