Bu çalışma, aile içi sevginin kimlik inşasındaki rolünü farklı kuramsal çerçevelerle ele almaktadır. Axel
Honneth’in tanınma kuramı, sevginin kimliğin gelişimi açısından kurucu işlevini gösterse de aile içi iktidarın
düzenleyici/disipliner boyutunu geri planda bırakır. Michel Foucault’nun iktidar kuramı, aileyi denetim
mekanizması olarak görürken ailedeki birincil duygusal ilişkilerin özgünlüğünü yakalamaz. Judith Butler’ın
performatiflik kuramı, kimliği normlarla ilişkilendirir ancak ailedeki duygusal pratiklerin etkisini ikincil düzeyde
ele alır. Pierre Bourdieu’nün sermaye kuramı ise sosyal, kültürel ve sembolik kaynakların kimlik
oluşumu üzerindeki etkisini göstermesine rağmen, duygusal sermayeyi bağımsız bir analitik kategori
olarak değerlendirmez. Bu sınırlamaları aşmak üzere üç kavram önerilir: biyo-tanınma (beden/duygu
üzerinden normların içselleştirilmesiyle kurulan tanınma), duygusal-performatif tanınma (duygulanım ile
normatif tekrarların kesişimi) ve duygusal sermaye (ailede biriken, toplumsal alanda kullanılabilir ilişkisel
kaynak). Böylece sevgi, hem özneleşme ve aidiyeti besleyen bir etkileşim hem de normların ve iktidarın
yeniden üretildiği bir ilişkisel form olarak; aile ise tanınmanın, yönlendirmenin ve kimlik performansının
başlıca kurumsal mekânı olarak konumlanır. Çalışma, sevgi pratiklerini tanınma-iktidar-sermaye ekseninde
yeniden düşünerek literatüre kavramsal bir açılım sunmayı amaçlar.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Aile Sosyolojisi |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 13 Kasım 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 30 Haziran 2025 |
| Kabul Tarihi | 31 Ekim 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 21 Sayı: 69 - Aile |
Muhafazakar Düşünce Dergisi