Klasik şiiri Fars edebiyatı seviyesine getirme
hususunda emeği inkâr edilemeyen Hayâlî Bey, Kalenderî grubuyla adım attığı
İstanbul’da şâirlik dehasıyla kendini ispatlamış, devlet ricalinin hamiliğini
kesp ederek klasik şiirin zirve şahsiyetlerinden birisi olmuştur. Sanatçı
kişiliği, çağdaşları tarafından takdir edilerek “sultânü’ş-şuârâ-yı Rûm” unvanıyla onurlandırılmıştır. Ancak şâir,
Osmanlı patronaj geleneğinin bir gereği olarak söz söylemedeki ustalığını, şâirlik
dehasını kasidelerin fahriye ve gazellerim makta bölümünde ortaya koyarak
tefahürde bulunmuştur. Aslında bu bölümler, şâirin kendisini övmesi için uygun
bir fırsatın yaratıldığı bölümlerdir. Bu bölümde şâir, şâirlik kudretinden,
erdemlerinden, ne kadar usta bir şâir olduğundan abartılı bir şekilde
bahsederek kendisiyle diğer şâirler arasında bir mukayeseye girerek üstünlük
iddiasında bulunur.
Bu
çalışmamızda tefahür kavramı ele alınarak Hayâlî Bey’in Divân’ının tamamı
incelenmiş, şâirin şâirliği hususunda tefahürde bulunduğu kısımlar üzerinde
incelemeler yapılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Kasım 2019 |
Gönderilme Tarihi | 3 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 10 Sayı: 2 |
ISSN: 1309-6087, e-ISSN: 2459-0711
Mukaddime is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).