In order to seek a democratic solution of Kurdish problem, a ceasefire and process of dialogue have been ongoing for the past few years in Turkey. These talks have not yet turned into negotiations which will determine how the causes of conflict and the violence can be eliminated, or in other words, how a “positive peace” is to follow from a “negative peace”. However, the Kurdish movement already has a model to offer for the solution of Kurdish problem when this stage is reached, which is called as “democratic autonomy”. Yet, this model is not well known and hardly discussed in the Turkish public. As far as it is known and discussed, democratic autonomy is either seen as a separatist strategy or as the expansion of responsibilities of local government. Regardless of whether at the end of the negotiation process the Kurdish problem is actually solved through democratic autonomy or another method, democratic autonomy still forms the constitutive paradigm of the Kurdish movement both for the solution of that problem as well as for a democratic restructuring of Turkey. For this reason, it is necessary to analyze and discuss democratic autonomy in detail now. This article analyzes democratic autonomy starting from the definition and perspective of the Kurdish Movement. It focuses on how the Kurdish movement defines and conceptualizes this model, not on meanings attributed from the outside
Territorial autonomy Kurdish question Constitutional recognition
Türkiye’de son birkaç yıldır Kürt sorununun siyasal yollardan çözümü için taraflar arasında bir diyalog ve çatışmasızlık süreci devam ediyor. Diyalog süreci, çatışma ve şiddete yol açan sorunların nasıl çözüleceğinin, taleplerin nasıl karşılanacağının ve negatif bir barışı takip edecek pozitif bir barışın ne yönde gelişeceğinin müzakere edildiği bir aşamaya henüz evrilmiş değil. Böyle bir aşamada, Kürt tarafının, ‘demokratik özerklik’ olarak kavramsallaştırdığı bir model önerisi bulunmakla birlikte, bunun genel hatlarının ve içeriğinin Türkiye kamuoyunda yeterince ele alındığı pek söylenemez. Şimdiye kadar konu ya bir bölünme stratejisi olarak ya da belediye yetkilerinin genişletilmesine dönük bir yerelleşme modeli olarak ele alınmıştır. Oysa Kürt siyasal hareketinin söylem ve metinlerinden hareketle bunun ne bir bölünme stratejisi ne de belediyelerin mevcut yetkilerinin genişletilmesine dayalı bir yerelleşme olduğu söylenebilir. Müzakereler sonucu, Kürt sorununun çözümü ister demokratik özerklikle isterse başka bir barışçıl yöntemle sağlansın, Kürt hareketi bugün demokratik özerkliği, hem sorunun çözümü hem de Türkiye’nin demokratikleşmesi için kurucu bir paradigma olarak savunmakta ve talep etmektedir. Bu nedenle demokratik özerklik genel hatlarıyla bile olsa içeriğine uygun bir biçimde ele alınmayı gerektiriyor. Bu makalede demokratik özerklik, Kürt hareketinin söylem, tanım ve perspektifinden hareketle inceleniyor. Dışarıdan anlam yüklemeleri kısmen dışarıda tutularak, özellikle Kürt hareketinin bu modeli nasıl tanımlayıp tartıştığına ve anlamlandırdığına odaklanıyor. Kavramın bir ‘boş gösteren’ olmaması, bilakis Kürt hareketinin bunu bir bütünsellik içinde ele almasından hareketle bu bütünsellik makalede idari-siyasi, liberal demokratik ve liberter olmak üzere üç boyutta açıklanıyor. İdari-siyasi boyut itibariyle demokratik özerklik, Türkiye’nin tamamı için önerilen bir ‘siyasi özerklik’ modeli olarak açıklanıyor. Bu modelde, özerk bölgeler toprak (territory) ilkesine göre ekonomik ve kültürel özellikleri açısından birbirine benzeyen illerin bir araya gelmesiyle oluşuyor ve bölgeler yasama, yürütme yetkilerine sahip oluyor. Liberaldemokratik boyutuyla demokratik özerklik, anayasal tanınma, eşit yurttaşlık, vatandaşlık, anayasal statü, yeni bir anayasa ve çok kültürlü toplum gibi liberal demokratik ve siyasal hakların geliştirilmesine yönelik bir demokratikleşme modeli olarak açıklanıyor. Liberter açıdan ise demokratik özerklik, devlete karşı bir toplum savunması olarak kurgulanırken, toplumun ekoloji ve cinsiyet özgürlüğü temelinde tabandan, katılımcı bir biçimde radikal dönüşümünü hedefleyen bir model olarak açıklanıyor.
Siyasi özerklik Kürt sorunu demokratik özerklik Anayasal tanınma Komün ve Meclisler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale / Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Nisan 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 39 Sayı: 1 |