Bir siyasal olgu olarak popülizm üzerine yapılan normatif değerlendirmelere göz atıldığında, popülizmin, anaakım literatürde yaygın olarak olumsuz çağrışımlar ile anıldığı gözlemlenebilir. Liberal-demokratik bakış açısından popülizm siyasal düzenin işleyişini sekteye uğratan bir aksaklık olarak görülmekte, liberal-demokratik kurum ve kuralların işleyişine dair popülist itiraz, bir patoloji olarak anlaşılmakta ve normatif açıdan olumsuz olarak değerlendirilmektedir. Liberal düşünce içinde popülizme dair bu bakışın izi tarihsel olarak geriye götürülebilir. Fakat, son yıllarda hem demokratik hassasiyetleri güçlü popülist partilerin siyasal alanda güçlenmesi hem de popülizm üzerine yapılan kuramsal tartışmalarda demokrasi ve popülizm ilişkisinin çok yanlı bir ilişki olarak ele alınması ile beraber, popülizmin normatif değerlendirmelerinde bir çeşitlenme gözlemlenmektedir.
Metin, bu çeşitlenmeden hareketle, popülizme dair normatif değerlendirmelerin odaklandığı bir soru olarak “iyi popülizmi kötü popülizmden ayırt etmeye” dair teorik bir katkı sunma hedefindedir. Metinde Ernesto Laclau’nun popülizm kavramsallaştırmasında dile getirilen ve fakat yeterince detaylandırılmamış bir unsur olarak farklı popülist hareketlerin ürettiği çeşitli duygusal bağlanma türleri ve popülist bir araya gelmelerin katılımcılarının farklı duygusal yatırımları ele alınacaktır. Buna göre hınca dayalı bir bağlılık üreten popülist siyasetler ile daha açık, kapsayıcı ve demokratik duygusal bağlanmalar üreten popülist türleri arasında normatif bir ayrım ve değerlendirme yapmanın kuramsal imkânları tartışılacaktır.
Metin popülizme dair olumsuz normatif değerlendirmelerin modern siyasal teori içinde geriye giden izlerini tartışarak başlayacak ve sonrasında da bu olumsuz değerlendirmelerin güncel örneklerini ele alacaktır. Sonrasında ise yakın dönemde popülizmin demokratik imkânlarına vurgu yapan yazarların düşünceleri gözden geçirilecek ve bu imkânların sınırları vurgulanmaya çalışılacaktır. Margaret Canovan ve Cristobal Kaltwasser gibi düşünürlerin ele alınmasından sonra Ernesto Laclau’nun popülizmi bir siyasal mantık olarak kavramsallaştırması tartışılacak ve bu kavramsallaştırmanın normatif sınırlılıklarına rağmen, ortaya attığı ‘popülizmin duygusal bağlılıklara dair farklılaşması’ tezi ile bir normatif tartışma imkânı barındırdığı iddia edilecektir. Son olarak ise hınç üzerinden bir araya gelmeyi üreten bir popülizm ile bir araya gelmenin farklı duygusal bağlılıklar ile gerçekleştiği popülizm türlerini karşılaştıran bir normatif tartışma sunulacaktır.
Bölüm | Makale / Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 41 Sayı: 1 |