Bu çalışma, Arap ayaklanmaları ertesinde Mısır ve Tunus’ta yaşanan demokratikleşme deneyimine ve Müslüman Kardeşler ile en-Nahda hareketinin bu süreçteki rollerine odaklanmaktadır. Arap ayaklanmalarının ilk aşamasında eski rejimlerin görece yumuşak bir şekilde tasfiye edildiği Mısır ve Tunus’ta gerçekleştirilen ilk demokratik seçimlerden Müslüman Kardeşler ve en-Nahda hareketi başarıyla çıkmışlardır. Fakat, süreç ilerledikçe en-Nahda Tunus siyasal sisteminin ‘yerleşik’ bir öznesi haline gelirken, Müslüman Kardeşler Mısır ordusu tarafından gerçekleştirilen darbeyle siyasal alandan tasfiye edilmiştir. Bu noktada, koalisyon ortağı olarak en-Nahda’nın görece yumuşak ve ılımlı bir geçiş zemininde hareket ettiği, Müslüman Kardeşler’in ise siyasal alanda herhangi bir sivil denge unsurunun yokluğundan dolayı daha radikal bir politika hattında ilerleyerek Mısır toplumunu kutuplaştırdığı söylenebilir. Fakat sözkonusu çalışma, iki ülkedeki İslami hareketlerin demokrasiye geçiş süreçlerindeki farklı politik tutumlarını, karşılaştırmalı tarihsel bir perspektifle analiz edebilmek amacıyla kaleme alınmıştır. Aslında, bu çalışmanın ana eksenini, post-kolonyal dönemde Mısır ve Tunus’ta ortaya çıkan ve kurumsallaşan siyasal iktidarların/rejimlerin benzerliği oluşturmaktadır. Siyasal iktidarların örgütleniş tarzlarındaki benzerliklerin yanı sıra, genelde her iki ülkedeki muhalif örgütlenmeler ve özelde İslami hareketler de benzerlik göstermektedirler. Bu çalışmaya ilham veren temel soru ise, belirgin tarihsel ve sosyo-ekonomik benzerliklerine rağmen Arap isyanları ertesinde Mısır ve Tunus’taki demokratikleşme süreçlerinin/deneyimlerinin neden farklılaştığıdır. Yani, en-Nahda hareketi Tunus siyasal sistemine dahil olurken, Mısır’da Müslüman Kardeşler örgütünün rejim tarafından neden tasfiye edildiğidir. Bu sorudan hareketle, tarihsel olarak benzer çizgide kurumsallaşan ve dönüşen Tunus ve Mısır rejimlerinin Arap isyanları sonrasında demokratikleşme süreçlerindeki refleks farklılığının nedenlerini ve İslami hareketlerle ilişkisini ortaya koyabilmek bu çalışmanın ana amacını oluşturmaktadır. Söz konusu
farklılığı ortaya koyabilmek için, İslamiyet’i bölge ülkelerinin demokratikleşmelerinin önündeki en büyük engel olarak gören ana akım literatürün kültürel özcülüğü yerine, Mısır ve Tunus’taki demokratikleşme süreçlerinin İslami hareketlerle ilişkisini her iki ülkenin kendi tarihsel deneyimleri ve özgünlükleri bağlamında karşılaştırmalı bir perspektifle ele almak daha anlamlı olacaktır. Bu noktada, söz konusu çalışmanın üç temel argüman etrafında şekillendiğinin altını çizmek gerekmektedir. Birinci argüman, 1950’lerden Arap isyanlarına kadarki süreçte, Tunus’ta muhalefetin ve sendikal hareketin siyasal sistem içinde bir denge unsuru olarak Mısır’a oranla görece daha güçlü bir şekilde kurumsallaşmış olduğudur. İkincisi, Mısır ve Tunus’ta post-kolonyal dönemde kurumsallaşan rejimlerin tarihsel olarak kendi ordularıyla kurdukları ilişkinin farklılığının iki ülkedeki darbe ve sivil yönetim süreçlerini ve biçimlerini belirlediğidir. Sonuncu argüman ise, Mısır’da siyasal İslam’ın ekonomik, siyasal ve toplumsal açıdan Tunus’tan çok daha güçlü bir biçimde politik alanı massetme kabiliyetine sahip olmasının iki ülkedeki demokratikleşme deneyiminin rotasını derinden belirlediği ve farklılaştırdığıdır.
Arap ayaklanmaları siyasal İslam demokratikleşme süreçleri Müslüman Kardeşler en-Nahda hareketi
Bölüm | Makale / Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 40 Sayı: 1 |