Kız çocuklarının bakım emeğinin, toplumsal yeniden üretim teorisi içerisinde çok fazla yer almadığı söylenebilir. Bunun bir sebebi feminist literatürde ‘yaş’ kategorisinin çocukluk dönemini kapsayacak şekilde sorunsallaştırılmamış olmasıdır. Diğer sebebi ise konunun çocukluk çalışmaları ile sınırlı kalmasıdır. Ekseriyetle Büyük Britanya odaklı, ‘genç bakım verenler’ (young carers) olarak tanımlanan ve engelli aile bireylerine bakan çocukların sosyal refah sistemi içerisindeki durumlarına odaklanmış çalışmalar söz konusudur. Bu çalışmaların toplumsal cinsiyet boyutunu göz ardı ettiğine dair eleştiriler gelmiştir. Son yıllarda kız çocuklarının bakım emeğinin toplumsal yeniden üretim teorileri içerisindeki yerine odaklanan tartışmalar önem kazanmaya başlamıştır. Çocukların bakım veren konumunda olmalarının yarattığı toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikler ve bu bağlamda kız çocukları ve ev içi emek ilişkisini ortaya koyma yönünde çalışmalar toplumsal yeniden üretimin karmaşık yapısını gösterir niteliktedir. Toplumsal cinsiyet, sınıf, yaş (çocukluk) gibi kategorilerin kesişimselliği, kız çocuklarının bakım emeğinin boyutlarını belirlemekte ve yaşam fırsatlarını şekillendirmektedir. Türkiye, kız çocuklarının ev içi emek yüklerinin oldukça yüksek olduğu bir ülkedir. Ev işlerinde faaliyette bulunan kız çocuklarının (6-17 yaş) oranı %51,3’tür (TÜİK 2019). Kesişimsellik yaklaşımı çerçevesinde toplumsal yeniden üretim teorilerinin kız çocuklarını da kapsayacak şekilde ele alınması, bakım emeğinin, özellikle alt sosyo-ekonomik ailelerden gelen kız çocuklarının topluma eşit katılımları üzerindeki belirleyici etkisini tartışmaya açabilir. Makale, toplumsal yeniden üretim çerçevesine yaş kategorisini de getirerek, ev için emeğin yarattığı eşitsizlikleri toplumsal cinsiyet ve sınıf kategorileri ile birlikte “çocukluk” kategorisini de dikkate alarak, tartışıyor. Özellikle de çocukluğu, karşılıksız bakım emeğinin feminist yazınında kesişimsel eşitsizliklerin daha az kavramsallaştırılmış bir kategorisi olarak ‘yaş’ı toplumsal cinsiyetle iç içe geçmiş bir sosyal kategori olarak ele alıyor. Bu bağlamda, bu makale kesişimsel eşitsizlikler ekseninden Türkiye’de kız çocuklarının ev içi bakım emeğine odaklanmaktadır. 2000’li yılların bakım siyaseti ve sosyal politikaları da dikkate alınarak, toplumsal yeniden üretim teorisinin eleştirel bir okuması içerisinden kız çocuklarının eşit yaşam hakları makalede tartışılacaktır. Türkiye odaklı tartışma içerisinde Rai ve vd.’nin (2014) ortaya attığı toplumsal yeniden üretim yoluyla tükenme (depletion through social reproduction) ele alınacak ve İstanbul’da kardeş bakımlarını üstlenmiş kız çocukları ile yapılan niteliksel araştırmaya dayanarak ev içi bakım emeğinin yarattığı kırılganlıklar ele alınacaktır.
toplumsal yeniden üretim kardeş bakımı kız çocukları kesişimsel eşitsizlikler karşılıksız bakım emeği
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makale / Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 47 Sayı: 1 |