Öz
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsızlığını elde eden Cumhuriyetler, demokratikleşme ile kapitalist sistemine entegre olma sürecinde öngörülmeyen iç ve dış sorunlarla yüz yüze kaldılar. Eski Sovyet Devletlerinin demokratikleşme, insan haklarını içselleştirme, seçme ve seçilme hakkını sağlama ve iktidar değişimlerini seçimle gerçekleştirme konularında ciddi sınavlar vermeleri gerekiyordu. Bununla birlikte eski ittifak üyeleri arasında bir birilerine karşı toprak iddiaları sonucu ortaya çıkan savaşlar (Abhazya, Güney Osetya, Dağlık Karabağ, Transdinyester) ile etnik zeminde iç savaşların (Tacikistan, Kırgızistan ve Özbekistan, Çeçenistan Savaşı ) yaşanması, bu bölgenin istikrarı konusunda ciddi sorunlara sebep olmuştur. Güvenlik ve özgürlük dengesini gözetmek zorunda kalan eski Sovyet devletlerinin Batılı modernleşme sürecinde, güvenlik ve özgürlük konularındaki denge politikaları, mevcut rejimlerin iktidarının daha da güçlenmesine ve otoriterleşmeye kadar giden bir sürecin yaşanmasına ön ayak olmuştur.
Eski Sovyet devletlerinin Batı ile entegrasyon süreci ekonomik ve siyasi çerçeveleri içermesi, bu bölgenin demokratikleşmesini, Avrupa norm ve kurallarının içselleştirmesi gerekiyordu. Fakat iki bölge arasında kurulan ilişki, eski Sovyet devletlerin iç politikasında olduğu gibi güvenlik ve özgürlük dengesinin gözetildiğini zamanla ortaya çıkardı. Özellikle Batı’nın bu bölgeden enerji (petrol - doğalgaz) tedarikine olan ihtiyacını sağlaması yönündeki politikaları, demokrasi ve insan hakları konusunda yaşanan ihlallere göz yummasına neden olmuştur. Eski Sovyet devletlerin iç ve dış politikasında yaşanan güvenlik ve özgürlük dengesinin gözetilmesi sonucunda ortaya çıkan ikilemler, demokratikleşme sürecini aksatmakla birlikte farklı patikaların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Farklılıkların ortaya çıkmasının nedeni ise bölgenin kendine özgü kültürel, sosyal ve ekonomik koşullarıdır. Bunun için bu devletlerin üçüncü yol arayışı, mevcut rejimlerin iktidarlarını koruma söyleminin dönüşmesini ve kontrollü ya da idare edilebilen demokratikleşme sürecinin ortaya çıkmasını sağladı.
Eski Sovyet devletlerin demokratikleşme süreci zamanla iki önemli patikada ‘Renkli Devrimler’ ve ‘Egemen Demokrasi’ gibi modellerin ortaya çıkması ayrışmaya başladılar. Gürcistan, Ukrayna, Moldova, Ermenistan ve Kırgızistan özelinde yaşanan ‘Renkli Devrimler’ ise bu ülkelerin Rusya gibi komşularıyla sorunlar yaşamasına yol açtı. Diğer taraftan ‘Egemen Demokrasi’ ya da ‘Nazarbayev Modeli’'ndeki değişim süreçleri, elitler/klanlar arası yaşanan rekabet iç savaşların ortaya çıkmasına neden oldu. Bu modelleri karşılaştırarak ele aldığımızda her iki modelin içerdiği riskler açısından farklılıklar barındırdığını görmek mümkündür.
Eski Sovyet coğrafyasında yaşanan rejim ya da iktidar değişimlerinin barındırdığı risklerin nitelikleri ile içeriklerine bakmak ise bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Aynı zamanda bu risklerin ortaya çıkma sebepleri de bu çalışmada ele alınmıştır. Bu amaçla makalenin ilk kısmında Eski Sovyet coğrafyasında ortaya çıkan ‘Renkli Devrimler’in’ sosyal/ekonomik ve siyasal nedenleri incelenmiş, ikinci kısmında Rusya’da önerilen ‘Egemen Demokrasi’ modelinin ne anlama geldiği, konsepti ve örneklerine bakılmıştır. Son kısmında ise her iki modelin Eski Sovyet coğrafyası için barındırdığı iç ve dış risklerin neden ve nasıl ortaya çıktığı karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir.
Renkli devrimler Rusya Egemen Demokrasi Avrasya Ukrayna Gürcistan Kırgızistan
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makale / Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 47 Sayı: 3 |