İslamcı siyasetin özellikle AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından sonra siyasal toplumda bir hegemonya kurduğu ve radikalizmden uzaklaşarak Türkiye siyasetinde dönüştürücü bir aktör olduğu görülmektedir. Siyasal alanda sağlanan başarıya karşılık AK Parti iktidarları boyunca en sık duyulan yakınmalardan biri kültürel hegemonyanın sağlanamamış olmasıdır. Bu yakınmalara baktığımızda ise hala Tanzimat’tan beri tartışma konusu olan Batıcılık ve İslamcılık tartışmalarında yer alan “Kimin kültürü?” sorusuna cevap arandığı görülür. İslamcı siyaset son yıllarda, Batı merkezli küresel kültürel hegemonyanın temsilcileri olarak tanımladığı Türkiye’deki kültür temsilcileri ve ürünlerine sert eleştiriler yönelterek alternatif arayışlara girmiştir. Bu bağlamda sanat ve kültür nesnelerinin üretilmesine yönelik sermaye aktarımı ise önemli bir başlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Siyasal hegemonya için İslamcı sermaye sivil toplum örgütleri aracılığıyla seferber edilirken kültürel alanda bu sağlanamamıştır. Ancak 2017 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kültürel iktidarı kuramadıklarına yönelik ifadesinden sonra kültür ve sanat alanında destek programları oluşturulmaya başlanmıştır. Yeni bir kültür planlaması olarak değerlendirilebilecek bu dönemde AK Parti politikalarına yakın sivil toplum kuruluşlarının da aktif rol oynadığı tespitini yapmak yanlış olmayacaktır. Bu sivil toplum kuruluşları arasında kadın derneklerini de yaptıkları çeşitli aktiviteler aracılığıyla görmekteyiz. İslamcı partilerin çalışmalarında ve iktidara gelmelerinde kadınlar anahtar konumdadırlar. Bu nedenle AK Parti politikalarının kadınlar arasında kabul görmesi son derece önemlidir. Bu noktada ise muhafazakar kadın dernekleri önemli görevler üstlenmektedir. Bu çalışmanın konusu muhafazakar kadın dernekleri olarak tanımlanan HAZAR Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği ile Kadın ve Demokrasi Derneği’nin yeni kültür planlamasındaki yerini göstermektir. İslamcı siyaset tarafından siyasal alanda kurulan hegemonyayı pasif devrim olarak kavramsallaştıran Cihan Tuğal, Antonio Gramsci’nin hegemonya kuramını genişleterek, bu hegemonyanın siyasal toplum aracılığıyla sivil toplumda oluşturulan rıza ile sağlandığını iddia etmektedir. Bu çalışmanın amacı da kültürel hegemonyanın kurulmasında kadın derneklerinin rıza oluşturmanın bir aracı olarak kullanılma pratiklerini tespit etmektir.
Kültürel Hegemonya Kadın Dernekleri Sivil toplum Pasif Devrim
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Toplumsal Cinsiyet ve Siyaset |
Bölüm | Makale / Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 1 |