Amaç: Bu çalışmanın amacı yüz yıllar boyunca insanlığın felaketi olan bulaşıcı tifüs hastalığına karşı 1945-1950 yılları arasında Türkiye'de verilen mücadeleyi incelemektir.
Yöntem: Çalışmamızın verileri arşiv belgeleri, dönemin süreli yayınları ve literatürdeki diğer çalışmalardan elde edilmiştir. Ayrıca bu çalışma nitel bir çalışma olup doküman analizi yöntemi kullanılmıştır.
Bulgular: Türkiye'de II. Dünya Savaşı yıllarında salgın haline gelen tifüs hastalığıyla mücadele savaş sonrasının en önemli meselelerinden biri olmuştur. Tifüs mücadelesinde savaş yıllarında, 1943'te aşı uygulaması başlamıştı. Bu uygulamaya 1945 yılından itibaren hız verilecektir. Bu durum üzerinde Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünde kısa sürede çok büyük miktarda üretilen aşının payı oldukça fazladır. Bununla birlikte yine 1945 yılından itibaren diklorodifeniltrikloroetain (D.D.T.) mücadelede etkin olarak kullanılması başarıya ulaşmada en önemli unsurlardan birini oluşturmuştur.
Sonuç: Türkiye, 1945-1950 yılları arasında aldığı koruyucu sağlık tedbirlerin yanında uyguladığı sıkı aşı programı ve D.D.T. uygulaması sayesinde o yılların korkulan en büyük felaketlerinden biri olan tifüs hastalığını ülke gündeminden düşürmesini bilmiştir.
Bu çalışmada etik kurul onayını gerektiren bir husus bulunmamaktadır.
Info I would like to thank Oğuz Ercan Eren for his help in checking the language of this study.
Objective: The aim of this study is to examine the struggle against typhus, which has been a scourge of humanity for centuries, in Turkey between 1945 and 1950.
Method: The data of our study were obtained from archival documents, periodicals of the period and other studies in the literature. In addition, this study is a qualitative study and document analysis method was used.
Findings: The fight against typhus, which became epidemic in Turkey during World War II, became one of the most important issues of the post-war period. In the fight against typhus, vaccination had begun in 1943, during the war years. This practice would be accelerated as of 1945. The vaccine produced in large quantities in a short period of time at the Refik Saydam Institute of Public Health played a significant role in this situation. In addition, the effective use of dichlorodiphenyltrichloroethane (D.D.T.) from 1945 onwards constituted one of the most important factors in achieving success.
Conclusion: Thanks to the preventive health measures taken between 1945 and 1950, as well as the strict vaccination program and D.D.T. application, Turkey was able to reduce typhus disease, one of the most feared disasters of those years, from the country's agenda.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Koruyucu Sağlık Hizmetleri |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Mayıs 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2024 |
Gönderilme Tarihi | 8 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 2 |
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin süreli bilimsel yayınıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Makalelerin sorumlulukları yazarlara aittir
Kapak
Ayşegül Tuğuz
İlter Uzel’in “Dioskorides ve Öğrencisi” adlı eserinden
Adres
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Çiftlikköy Kampüsü
Yenişehir/ Mersin