Türkiye’de
19. yüzyıl Osmanlı döneminden itibaren anayasal gelişmeler yaşanmış ve bu
anayasalarda iktisadi hükümlere yer verilmiştir. 1970’li yıllarda refah devleti
doktrinin çıkmaza girmesiyle birlikte ortaya atılan anayasal iktisat doktrini,
anayasalarda siyasi iktidarları sınırlandıran iktisadi hükümlerin yer alması
gerektiğini savunmuştur. Türk anayasalarında da bu yönde düzenlemelerin varlığı
görülmüştür. Bu çalışmada Türk anayasalarında yer alan sosyal devlet ilkesi,
mülkiyet hakkı, vergi ödevi ve bütçe/planlama ile ilgili hükümlerin hukuki
serüveni incelenerek bunların 1929 Dünya Ekonomik Krizi ve 1970’lerdeki refah
devletinin krizinden nasıl etkilendiği ortaya konmaya çalışılmıştır. Türk anayasalarında
yer alan hükümlerin temel olarak hakkaniyetli olduğu düşünülmekle beraber vergi
ve borçlanma hususunda bazı eklemeler yapılması önerilmiştir. Buna göre vergi
aflarının anayasal olarak sınırlanmasının vergi adaletine hizmet edeceği
belirtilmiştir. Kamu borçlanmasının anayasal olarak sınırlanmasının ise gelecek
kuşakların haklarına riayet hususunda önemli olduğu sonucuna varılmıştır.
anayasal iktisat vergi afları sosyal devlet mülkiyet hakkı vergi ödevi bütçe
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | KAMU HUKUKU |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.