Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk anayasası Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası), 20.01.1921 tarihinde kabul edilmiştir. 1921 Anayasası’nın kabulünün üzerinden yüz sene geçmiş olsa da, bu Anayasa’dan sonra farklı dönemlerde üç anayasa daha hazırlanıp yürürlüğe girse de 1921 Anayasası önemini halen korumaktadır. Bu çerçevede, günümüzde tartışılmaya devam eden hususların başında “1921 Anayasası’nın ruhu” kavramı gelmektedir. 1921 Anayasası’nın olağanüstü koşullar altında, ülkenin çeşitli kesimlerinden gelen çok farklı görüşlere sahip milletvekillerinin yoğun tartışmalarının ve müzakerelerinin sonucunda hazırlanması bu özellikli “ruh”un ortaya çıkışının esas sebepleridir. Bu doğrultuda da 1921 Anayasası’nın ruhunun millî irade temelli, çoğulcu ve müzakereci yapısı öne çıkmaktadır. Bu ruh, Anayasa’da öngörülen hükûmet sistemi (meclis hükûmeti sistemi) üzerinde de etkili olmuştur. Yasama organının üstünlüğüne dayanan ve dünyada benzerine sık rastlanmayan bu sistem, 1921 Anayasası’ndan sonraki anayasalarda da Meclis’in üstünlüğü ve önemi bağlamında etkisini göstermeye devam etmiştir. 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliği sonrasında uygulanmaya başlayan cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ile ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin rolü ve konumu, çeşitli eleştirilere konu olmuştur. Bu bağlamda, bu makalede yeni anayasa tartışmaları çerçevesinde yeniden gündeme gelen 1921 Anayasası’nın ruhu ile bu ruhun etkisiyle tasarlanan meclis hükûmeti sisteminin mevcut hükûmet sistemi ile mukayesesi ve 1921 Anayasası’nın ruhu ile cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bağdaştırılmasının mümkün olup olmadığı incelenmeye çalışılacaktır.
1921 Anayasası meclis hükûmeti sistemi cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi meclisin üstünlüğü Birinci Büyük Millet Meclisi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri (Research Articles) |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 4 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.