In the historical development of the international criminal justice, critisms, problems and interpretations on the established courts and proceedings has a significant place in terms of ensuring of international criminal justice. Therefore, in the continuation of the process that started with the Nuremberg trials, it is a necessity to evaluate the characteristics and case-laws of the Former Yugoslavia Tribunal and the Rwanda Tribunal and to reveal the doctrinal views on these courts for the development of the International Criminal Tribunal. First of all, the ICC should be shaped by taking into account the criticisms of "victor’s justice" and "no crime and punishment without law" against the Nuremberg trials. Therefore, it should be ensured that the definitions, elements and contents of the crimes that will be subject to the ICC's judgment as an international crime should be properly regulated and trials be conducted in accordance with the principle of "no crime and punishment without law". In addition, it should be secured that every possible crime that will harm the international community is taken into account in the regulation of international crimes, so that no international crime goes unpunished. In particular, ensuring that as many states as possible become parties to the Rome Statute, which established the ICC, is crucial in terms of increasing the legitimacy of the international criminal justice system.
Supremacy of Law Independence of the Judiciary Right to a Fair Trial.
Uluslararası ceza yargısının tarihsel gelişimi bağlamında kurulan mahkemelerin ve yapılan yargılamaların eleştirileri, sorunları ve bunlara yönelik yorumlar, uluslararası ceza adaletinin sağlanması açısından çok önemli bir yere sahiptir. Dolayısıyla Nürnberg yargılamaları ile başlayan sürecin devamında Eski Yugoslavya Mahkemesi ile Ruanda Mahkemesi’nin özelliklerinin ve içtihatlarının da değerlendirilmesi ve bu mahkemelere yönelik doktrin görüşlerinin de ortaya konulması, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin gelişimi bakımından önemli bir ihtiyaçtır. İlk olarak Nürnberg yargılamalarına yönelik, “galiplerin adaleti” ve “kanunsuz suç ve ceza olmaz” eleştirilerinin göz önünde bulundurularak UCM’nin şekillendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla uluslararası suç olarak UCM yargısına tabi tutulacak suçların tanımlarının, unsurlarının ve içeriklerinin düzgün bir şekilde düzenlenerek “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesine uygun şekilde yargılama yapılması sağlanmalıdır. Buna ek olarak, uluslararası topluma zarar verecek olan her muhtemel suçun uluslararası suçların düzenlenmesinde dikkate alınması ve böylelikle hiçbir uluslararası suçun cezasız kalmaması teminat altına alınmalıdır. Özellikle UCM’yi kuran Roma Statüsü’ne mümkün olduğunca çok devletin taraf olmasının sağlanması, uluslararası ceza yargısının meşruiyetinin arttırılması bakımından son derece önemlidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri (Research Articles) |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 23 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 6 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.