ish/Ottoman scholar, thinker and moralist who lived in the 16th century, reflects the very intellectual/philosophical spirit of his age in his moral epistle Akhlāq-i Alā‘ī, being his most famous work, especially in its introduction, in which he discusses the nature and faculties of the soul. In this work and particularly in its introduction, he relied on Akhlāqī Nāṣirī by Naṣīruddīn Ṭūsī (d. 1274), a follower of Ibn Sīnā (d. 1037), but he di- verged from Ṭūsī and his teacher Ibn Sīnā to converge with the position of Ghazālī on such issues as the demonstration of the soul’s simplicity and incorporeality as well as the nature of the afterlife, adopting Shihāb al-Dīn Suhrawardī’s (d. 1191) point of view, mentioning him by name, on the Platonic Forms and the World of Image, following Ibn ‘Arabī (d. 1240) and thus the Sufis as regards the imaginal world. I shall address Kınal- ızâde’s views on the soul in comparison with those of the philosophers and thinkers above mentioned as far as the limits of an article allow
Ottoman/Turkish thought Kınalızâde Ali Efendi ethics psychology
XIV. yüzyıldan itibaren genel İslam düşüncesinin ve özelde Türk/Osmanlı düşüncesinin karakteristiği farklı ve kimi zaman zıt felsefî ekolleri kaynaştırması ve tek bir sistem haline getirmesidir. Meşşâîlik, onu eleştiren Gazalîcilik, Meşşâîliğe alternatif olarak zuhur eden İşrâkîlik ve İbn Arabî’nin vahdet-i vücûdu bu yüzyıldan itibaren artık bağımsız ve muhalif felsefî-fikrî ekoller olmaktan çıkıp tek bir sistem içinde terkip edilmiştir. XVI. yüzyılda yaşamış önemli bir Türk-Osmanlı bilgini, düşünürü ve ahlakçısı olan Kınalızâde Ali Efendi (ö. 1572) de Ahlâk-ı Alâî’sinin nefsin mahiyetini ve kuvvelerini tartıştığı mukaddime bölümünde çağının fikrî/felsefî ruhunu yansıtmıştır. Şöyle ki o, mukaddimesinde Nasîruddîn Tûsî’nin (ö. 1274) Ahlâk-ı Nâsırî’sini temel almış, ancak nefsin basitliğinin ve gayr-cismanîliğinin ispatı ve uhrevî hayatın mahiyeti hususunda Tûsî’den ve İbn Sînâ’dan ayrılarak Gazâlî’ye (ö. 1111) yaklaşmış, idealar nazariyesi ve misal alemi meselelerinde Sühreverdî’nin İşrâkî bakış açısını benimsemiş, hayal alemi ile ilgili olarak da İbn Arabî’ye (ö. 1240) ve dolayısıyla sufilere uymuştur. Çalışmamızda, Kınalızâde’nin nefis hakkındaki görüşlerini adı zikredilen filozofların ve düşünürlerin konu hakkındaki görüşleriyle karşılaştırmalı olarak ele almaya çalışacağız
Osmanlı/Türk düşüncesi Kınalızâde Ali Efendi ahlak psikoloji
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2013 |
Gönderilme Tarihi | 19 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 35 Sayı: 35 |
Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi
Adres: Aşkan Mh. Yeni Meram Cd. No: 136 Meram / KONYA • E-posta: akifdergisi@erbakan.edu.tr
ISSN: 2148-9890 • e-ISSN: 2149-0015
Sosyal Medya Hesapları:
Twitter: @akifdergisi • Instagram: @akifdergisi • Facebook: @akifdergisi