Savaş, felaket, terörist saldırılar, soykırım vb. kabuslar her ölçekte insanların çevresini yeniden tanımlamaktadır. Bu durumun etkileri, sürdürülebilir kalkınmanın üç ayağının fiziksel, sosyal ve ekonomik tutarlılığında belirsizlik yaratır. En yalın zarar, varlığı ölçülemeyen insan hafızasında yaşanmaktadır. Bu noktada geriye tefekkür içeren büyük bir kaygı kalır: Peki yalnızlaşma, kök salma engeli ile etkileşim, enerji ve yaşam kaybına neden olan vakayı unutmalı mıyız? Buna yanıt olarak, mimari, güzel veya çirkin, toplumsal işlevleri / olayları iletmenin medya potansiyellerini binaları bir ‘kod’ olarak kullanarak göstermiştir. Çalışma, bu tür müzelerin mimarları / tasarım ekiplerinin kullanıcılar üzerinde bir etki yaratmak için mimari dildeki korkutucu şartları özetleyip özetlemediğine bakılmaksızın, trajediyi iletmek için bir araç olarak anıt müzelerin hatırlama mimarisini analiz etmeyi amaçlıyor. Üç anma müzesinin eleştirel bir incelemesi olarak, Hiroşima Barış Anıtı Müzesi, Japonya; Apartheid Müzesi, Güney Afrika; Yad Vashem Holokost Tarih Müzesi , İsrail, üç farklı çoğrafyada seçilmiştir. Çalışma, korku katalizörünün seçici değil, insan varoluşuyla birlikte küresel bir fenomen olduğunu kavramlaştırıyor. Dahası, anıt müzeleri, ırk, sınıf ve inançtan yoksun olarak, insan etkileşimi için bir uygulama yeridir ve öğrenme, uzlaşma ve bir arada yaşama için sürdürülebilir diyalog hatları açar. En önemlisi, mimari, insanlar ve onların acı barındıran tarihleri arasındaki sosyal-kültürel ve toplumsal iletişimindeki esas hatları temsil eder. Garip şekillendirilmiş yapı elemanlarının, mekanların renk şeması, aydınlatma ve yüzey dokusunun, açıklıkların ve koridorların geniş aralıklı veya dar aralıklı boyutlarının, müzenin bütün içerisindeki yönünün, kullanılan malzemelerin kombinasyonunun ve müzenin işlevsel bölgelendirme ve mekansal konfigürasyonunun, mimaride bir trajedi duygusu yaratmak için araç olarak kullanıdığı gözlemlenmiştir.
The nightmares of war, disaster, terrorist attacks, and genocide, etcetera, are daily redefining people's environment at all scales. Its impacts create uncertainty in the coherence of the three pillars physical, social, and economic of sustainable development. The most vulnerable harm is on the intangible endowment of human memory. The big pertinence under contemplation remains: Should we forget about the incidence that causes us to suffer desolation, loss of interaction, habitation, energy, and lives? In response, architecture has shown media potentials of communicating societal functions/events, beautiful or ugly, with buildings as a 'code' within the context. The study intends to analyze museums' architecture of remembrance as a medium for communicating tragedy, whether or not the architects/design teams of such museums encapsulated horrific conditionality's in the architectural language to create an effect on the users. A critical review of three museums of remembrance Hiroshima Peace Memorial Museum, Japan; Apartheid Museum, South Africa; Yad Vashem Holocaust History Museum, Israel has been selected as three contexts Africa, Asia, and the Middle East.The study conceptualizes that the catalyst for horror is not selective but a global phenomenon with human existence. Furthermore, the configuration of museums of remembrance is a praxis house for human interaction void of race, class, and belief, which is opening up sustainable lines of dialogue for learning, reconciliation, and coexistence. Most importantly, architecture represents full lines in that social-cultural and community communication between people and their deplorable history. It has been observed that weirdly shaped structural elements, color scheming, lighting and surface texture of the spaces, the size of openings, and hallways either widely spaced or narrowly spaced, the orientation of the Museum in context, the combination of materials used, and the functional zoning and the spatial configuration of the Museum are tools to convey a sense of tragedy in architecture.
architecture tragedy memorial museums remembrance tragedy in architecture
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 2 |
Tüm Hakları Saklıdır - Yakın Doğu Üniversitesi MİMARLIK FAKÜLTESİ DERGİSİ, CC-BY-NC lisansı altında açık erişimli bir dergidir.