Karşıt ve düşünce sözcüklerinin birleşimi ile oluşturulan, mantıksal çelişki, çatışkı anlamlarını
taşıyan paradoks kavramı, pandemik salgının getirdiği değişim ve dönüşümler ile hayatımızın
merkezine yerleşen kavramlardan biri haline gelmiştir. Tarihsel süreçte insanların mücadele
etmek zorunda kaldığı pek çok salgın ve bulaşıcı hastalık gibi korona virüs (COVID-19) salgını
da çeşitli zorluk ve zorunlulukları beraberinde getirmiştir. Yaşanan pandemik salgın ile
insanlığın, teknoloji ve bilim alanında çağ aşan buluşlara imza atarken göz ardı ettiği
aşinalıkların ulaşılması kolay olmayan imkânlara dönüştüğünü görmesi, paradoksal durumların
en belirgin örneklerindendir. Günümüzde pandemi; insan-insan, insan-doğa, insan-mekan
ilişkilerini koşullandıran bir paradoks haline gelerek mevcut bilgi, algı, anlayış ve alışkanlıkları
yeniden şekillendirmektedir. İnsanın mekanla kurduğu ilişkinin kendini güncellemek zorunda
kalması ve bu ilişkinin mevcut mekanlar üzerinden kurulması kendi içinde bir takım çelişkileri
de beraberinde getirmektedir. Devam etmek zorunda olan hayatın içine eklemlenen karantina,
kısıtlılık ve sıkışmışlık hallerinin yarattığı pandemik koşullar, birçok işlevin ve eylemin aynı
anda tek bir mekanda gerçekleşmesine; iletişim ve etkileşimde yeni ergonomik ihtiyaçlar ve
tanımların ortaya çıkmasına; mekanın işlevinin ve kullanım şekillerinin değişmesine; duyusal,
algısal ve mekansal dönüşümlerin gerekliliğine neden olmaktadır. Yeni pandemik koşullar, bir
taraftan görsel ve işitsel sanal mekanları ön plana çıkarırken diğer taraftan da dokunmak,
koklamak gibi pek çok duyuyu da geri plana iten, duyusal körlüğe yol açan mekansal
deneyimler ile ironik bir belirsizliğe ve bu belirsizliğin sebep olduğu pandemik paradokslara
kapı aralamaktadır. Bu bağlamda, pandemik sürecin etkilerinin mekanın algısı ve duyusallığı
noktasında getirdiği farklılıklar, önemli bir araştırma ve tartışma alanıdır. Toplumun
şekillendirdiği ve toplumu şekillendiren sinema, tüm bu ve benzeri paradoksları içinde
barındıran kurgusal ürünleriyle, pandemik olasılıkların insan ve insanın temas halinde olduğu
alanlar arasındaki ilişki değişimlerine etkisini çeşitli örnekler üzerinden sunmaktadır. Bu
bağlamda çalışmanın üst amacı; geçmişte ve günümüzde sinemada birçok filme konu olmuş
salgınlar ve etkilerinin ontolojik ve mekansal analizi ile paradoksal durumların ortaya
konmasını içermektedir. Pandemik paradoksları; “pandemi dönemi yeni mekan algısı” ve “yeni
iletişim biçimleri” alt temaları ile ele alan çalışmada, “Blindness (Körlük)” eseri ile insanlar ve
mekanlar arasındaki ilişki, farklı bir pandemik salgın örneği üzerinden bir küresel salgın analizi
olarak irdelenmektedir. Bu bilgiler ışığında çalışmada, kavramsal analiz ve görsel içerik analizi
yöntemi kullanılarak salgın durumundaki insan-mekan ilişkileri; ortaya çıkan yeni insanlar ve
yeni mekanlar üzerinden “duyu-duyum-algı”, “değişim-dönüşüm”, “uyum-karşıtlık”
paradoksal kavramları ile tartışmaya açılmaktadır. Geleceğin olası pandemik insan-mekan
tanımları ve tasarımları; salgının zorunlu kıldığı salgına uyumlu veya karşıt yeni hayatlar, güçlü
ve zayıf duyular, duyumlar, algılar arasındaki dengelerin değişimi ve dönüşümü üzerinden
örneklendirilerek ortaya konulmaktadır.
Mekan Pandemi Paradoks Duyu-Duyum-Algı Değişim-Dönüşüm Uyum-Karşıtlık Blindness (Körlük) Filmi
The concept of paradox, which is created by the combination of contradictory and opinion has
the meanings of logical contradiction, conflict, has become one of the concepts that have settled
at the center of our lives with the changes and transformations brought by the pandemic
epidemic. Like many epidemics and infectious diseases that human have had to fight in the
historical process, the corona virus (COVID-19) epidemic has brought various difficulties and
obligations. One of the most obvious examples of paradoxical situations is that with the
pandemic epidemic, humanity sees that the familiarity it ignores while making age-decaying
inventions in the field of technology and science has turned into opportunities that are not easy
to reach. Today, the pandemic has become a paradox that conditions human-human, humannature,
human-space relations and is reshaping existing knowledge, perception, understanding
and habits. The fact that a person's relationship with a space has to update itself and that this
relationship is established through existing spaces brings a number of contradictions within
itself. The pandemic conditions created by quarantine and restriction that are articulated into
the continuing life, cause many functions and actions to take place simultaneously in one place.
New ergonomic needs and definitions arise in communication and interaction; the need for
sensory, perceptual and spatial transformations are occured; the functions and using patterns of
space are changed. The new pandemic conditions, on the one hand, highlight visual and auditory
virtual spaces, and on the other hand, push back many senses such as touch, and smell. Spatial
experiences that lead to sensory blindness open the door to ironic uncertainty and pandemic
paradoxes caused by this uncertainty. In this context, the differences that the effects of the
pandemic process bring about in terms of the perception and sensuality of space are an
important area of research and discussion. Cinema, which shapes the society and which the
society shapes, presents the effect of pandemic possibilities on the relationship between human
and his contact areas through various examples with its fictional products. In this context, the
main purpose of the article is to reveal the paradoxical situations by ontological and spatial
analysis of epidemics and their effects that have been the subject of some movies. In the article,
which deals with pandemic paradoxes with the sub-themes of “the new perception of space in
the pandemic period” and “the new forms of communication”, the relationship between human
and space is examined as a global epidemic analysis through a different example of pandemic
epidemic over the "Blindness" movie. In the light of this information, conceptual and visual
content analysis methods are used to put forward the human-environment relations by emerging
new human and new places with the paradoxical concepts such as; “sense-sensationperception”,
“change-transformation”, “harmony-contrast”. Possible future human pandemic
space definitions and designs; the outbreak of the epidemic required matching or contrasting
new life, the strong and weak senses, sensations, perceptions revealed by the balance with
change and transformation are discussed.
Space Pandemic Paradox Sense-Sensation-Perception Change-Transformation Harmony-Contrast Blindness Movie
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mimarlık |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Ekim 2021 |
Gönderilme Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 3 Sayı: 2 |
Tüm Hakları Saklıdır - Yakın Doğu Üniversitesi MİMARLIK FAKÜLTESİ DERGİSİ, CC-BY-NC lisansı altında açık erişimli bir dergidir.