Soğuk Savaş sonrası evrilen uluslararası sistemde güvenlik anlayışını bölgesel dinamikler bağlamında ele alan “bölgesel güvenlik kompleksi teorisi”, Kopenhag Okulu’nun yeni güvenlik yaklaşımı çerçevesinde yaptığı çalışmalar kapsamında ortaya koyduğu bir kuramsal çerçevedir. Karşılıklı güvenlik bağımlılığını başta mesafe olmak üzere coğrafik özelliklerle bağdaştıran bölgesel güvenlik kompleksi teorisine göre, coğrafi olarak birbirine yakın komşu ülkeler, bölgesel iç güvenlik dinamikleriyle ve tehdit algılarıyla birbirlerine bağlıdırlar. Bu kapsamda sınıflandırılan “Ortadoğu güvenlik kompleksi” de iş birliği ve çatışmanın sürekli yaşandığı ve İran, Suudi Arabistan, İsrail gibi bölgesel güçleri de içine alan bir komplekstir. Ortadoğu güvenlik kompleksi içerisinde İran, bölgesel bir güç olarak Arap Baharı ayaklanmalarının Suriye’ye sıçramasıyla birlikte tehdit algısını arttırarak savunma hattını sağlamlaştırmaya odaklanmış ve bu güvenlik kompleksinde güçlü bir devlet-dışı aktör olan Hizbullah ile ortak tehdit algısına, karşılıklı güvenlik bağımlılığına ve kimliksel bağa dayanan iş birliğine önem vermiştir. Bu önermeden yola çıkılarak, yapılan çalışmada İran’ın Arap Baharı sonrası dönemde, Hizbullah üzerinden Lübnan’a yönelik uyguladığı siyasetin incelenmesi amaçlanmıştır.
Güvenlik Bölgesel Güvenlik Kompleksi Teorisi Arap Baharı İran Lübnan
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 11 Sayı: 4 |