In the post-Cold War era, Türkiye, alongside India, Korea and China, has emerged as a significant player in development cooperation. Following 9/11, shifts in aid focus towards security and conflict resolution have been observed, particularly in the aid strategies of the US and Japan. The OECD’s Development Assistance Committee prioritizes aid effectiveness, coordination and untied aid. Türkiye, as both a donor and recipient country, has strategically expanded its aid efforts over the past decade, aligning with its foreign policy objectives of global engagement. Focusing on sectors like vocational training, agriculture, and health, where it holds comparative advantages, Türkiye has extended aid to regions across Africa, the Middle East, Far East, and Latin America. However, unilateralism and humanitarian crises have influenced aid behaviors negatively. Thus, there's a growing importance placed on fostering partnerships for solidarity and encouraging donor nations to promote a peaceful environment conducive to sustainable development goals. This paper outlines the evolution of development, Turkish perspectives on development aid, and emphasizes the pivotal role of development cooperation in promoting peace and security. It starts with an introduction focusing on the evolution of development, then elaborates on Turkish perception of aid delivery, finally focuses on the importance of promoting peace and security through case studies of development cooperation.
Soğuk Savaş sonrası dönemde, Türkiye, Hindistan, Kore ve Çin gibi ülkeler, kalkınma işbirliğinde önemli birer aktör olarak ortaya çıkmışlardır. 11 Eylül 2001 sonrasında, özellikle ABD ve Japonya'nın yardım stratejilerinde güvenlik ve çatışma çözümüne odaklanma eğilimleri gözlemlenmiştir. OECD'nin Kalkınma Yardımları Komitesi yardım etkinliğine, koordinasyona ve koşulsuz yardıma öncelik vermektedir. Türkiye, hem yardım veren hem alıcı ülke olarak, son on yılda yardım çabalarını stratejik olarak genişletmiş ve küresel katılım hedefleriyle uyumlu hale getirmiştir. Türkiye, mesleki eğitim, tarım ve sağlık gibi alanlara odaklanarak göreceli üstün olduğu sektörlerde, Afrika, Orta Doğu, Uzak Doğu ve Latin Amerika bölgelerine yardım sağlamıştır. Bununla birlikte, tek taraflılık ve insani krizler, yardım davranışlarını olumsuz etkilemiştir. Bu nedenle, dayanışma için ortaklıkların teşvik edilmesi ve bağışçı ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun barışçıl bir ortamın desteklenmesi giderek daha fazla önem arz etmektedir. Bu çalışma, kalkınmanın evrimini özetlemekte, Türkiye'nin kalkınma yardımına ilişkin bakış açısını ele almaktadır ve kalkınma işbirliğinin barış ve güvenliği teşvik etmedeki kilit rolünü vurgulamaktadır. Ayrıca bu çalışma, kalkınma evrimine odaklanan bir analizle başlamakta, ardından Türk yardım algısını detaylı olarak ele almakta ve son olarak kalkınma işbirliği örnekleri üzerinden barış ve güvenliğin teşvik edilmesinin önemine odaklanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kalkınma Ekonomisi - Makro |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 21 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 3 |