Amaç:Kronik venöz
hastalık (KVH) varislerden venöz ülserlere kadar uzanan geniş spekturumuyla, batı dünyasında olduğu gibi ülkemizde de yüksek
prevalansı, tanı ve tedavi maliyeti, iş gücü kaybı ve hastaların yaşam kalitesi
üzerine olumsuz etkileriyle önemli bir sağlık sorunudur.
Bu çalışmada KVH’ye
sahip sağlık çalışanlarının yaşam kalitelerinin Kronik Venöz Yetmezlik Yaşam
Kalitesi anketiyle (CIVIQ-20) değerlendirilmesi
ve ilişkili risk faktörlerinin
irdelenmesi amaçlanmıştır.
Materyal ve Metot: Hastanemizde
çalışan, KVH semptomlarına sahip ve venöz Doppler ultrasonografi sonuçlarına
göre tanı konan 207 kişiye
( tıbbi sekreter=69 , hemşire=69, doktor=69) uluslararası kılavuzlara göre Türkçe
uyarlaması ve kültürel adaptasyonu
yapılan 20 sorudan oluşan CIVIQ-20 anketi yüz yüze görüşülerek uygulandı.
Bulgular: Çalışma
grubu medyan yaşı 32 (29-37) olan; 86 (%41,5)’sı erkek, 121 (%58,5)’i kadın
olmak üzere 207 kişiden oluşmaktaydı. Çalışmaya
dahil edilen sağlık çalışanlarının demografik özellikleri , GIS skorları meslek gruplarına
göre karşılaştırıldı. Yaş ile
Global İndeks Skoru (GIS) arasında
ilişki değerlendirildiğinde kadınlarda yaş ile GIS arasında negatif yönde korelasyon tespit
edilirken (p=0,033 r= - 194) erkeklerde
istatistiksel olarak herhangi bir ilişkinin olmadığı saptandı (p=0,364, r=
0,99). Meslek gruplarına göre karşılaştırıldığında sekreter ve hemşirelerde fark tespit edilmezken,
doktorların bu iki meslek grubuna göre
daha düşük venöz yetmezlik skoruna sahip olduğu tespit edildi (p=0,001). GIS değerleri
cinsiyet, medeni durum, çalışılan bölüm (dahili-cerrahi), VKI (vücut kitle
indeksi) ve haftalık çalışma saatine göre karşılaştırıldığında fark görülmezken
sigara içen bireylerin daha düşük GIS’e sahip oldukları saptandı (p=0.011).
Sonuç : Sağlık çalışanları KVH açısından risk
altındadır. KVH’lı sağlık çalışanlarının
ağrı düzeylerinin yaşam kalitelerini olumsuz bir şekilde etkilediği tespit
edilmiştir. KVH’a bağlı gelişen semptomların azaltılması ve sağlık
çalışanlarının yaşam kalitelerinin artırılmasında kompresyon çorap kullanımı ,ayak
bileği hareketliliğini artıran egzersizlerin yapılması ,yaşam tarzı değişikliği
konusunda eğitimlerin verilmesi oldukça önemlidir.
Çalışmaya katılmayı kabul eden tüm sağlık çalışanlarına ve çalışmanın istatistiksel analizinde emeği geçen Dr Adem Dursun’a teşekkür ederim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |