İletişim ile sanat arasındaki ilişki, iletişim sanatları uygulama alanı kabul edilen sinema sanatı üzerinden, mekânın işlevselliği bağlamında tartışılmıştır. Korona virüs salgınıyla birlikte, iletişim ile sanat mekân olgusunda birleşmiştir. Daha önce iletişim araçları mekânı aşmak amacını taşıdığı halde, sinema sanatı için mekânın işlevi farklılaşmaktaydı. Zincir mağazaların yer aldığı alışveriş merkezleri içerisinde konumlandırılan sinema salonları, sinema sanayisinin dağıtım ve gösterim piyasasına bağlı olarak, zincirleşen şirketlerin tekeline bırakılırken, sinema seyircileri de tüketim çemberiyle çevrelenmekteydi. Korona salgınından sonra, sinema salonları tüketim çemberinden dışlanmış, iletişim araçlarının mekânsal bağlamı hem iletişim hem de sanat için eşanlamlı hale gelmiştir. Böylece film festivalleri çevrimiçi mekâna taşınmış, ilk uluslararası kadın filmleri festivali ise Türkiye’de düzenlenmiştir. Sinema sanatı için mekânın diğer bir anlamı olan, sinema eserinin anlatı yapısının oluşturulduğu zemin, eleştirel film çözümleme yöntemlerinden psikanalitik kuram için nirengi noktası olmaktadır. Seyirci ile film arasındaki iletişim, psikanaliz ile açıklanmış ayrıca psikanalizin mitolojik bağlamının başka bir eleştirel bakışa imkân tanımasıyla, psikanaliz bağlamında feminist kuram oluşturulmuştur. Feminist kuramın tartıştığı toplumsal cinsiyet kavramının, medyadaki kadın temsillerini biçimlendiren simgesel etmeni, toplumsal dilin hukuki çerçevesi olmuştur. Türk Sineması, kadınların da toplumsal dilin temsilcileri olarak tanınmaları ve cinsiyetçi düalizmi itibarsızlaştıran kanunlar çerçevesinde bir kimlik edinmiştir. Buna göre, bugün tekelin söylemi yerine bağımsız bir Türk Sineması söylemi oluşturabilmek için, toplumsal dilin medyadaki temsillerin belirleyicisi olduğunun bilinciyle hareket etmek gerekmektedir. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali kapsamında çevrimiçi yayınlanan tematik seçkilerin her birinden iki film, eleştirel feminist film kuramının “ayrımcılıkların ilk önce dilde belirmesi” ilkesine göre, filmin edebi metni ağırlıklı olarak göz önünde tutularak incelenmiştir. Ayrıca uluslararası bağımsız film yapımcılarının gösterim mekânı olan çevrimiçi festival göstermiştir ki, toplumsal cinsiyet algısı ilk önce toplumsal dilin söylemi olarak yapılanmaktadır. İletişim ile sanat arasındaki bağlayıcı özellik olan diyalektik ile anlamlandırma girişimi, sinema perdesinde söz hakkı tanınan temsiller yoluyla, seyirci ile film arasında sürdürülebilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 3 Sayı: 2 |